İnundate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnundate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnundate Anlamı:

İnundate kelimesi, bir alana su veya başka bir maddeyle dolmak veya taşmak anlamına gelir. Bu kelime ayrıca, bir şeyin büyük bir miktarla doldurulması veya yüklenmesi anlamında da kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. The river will likely inundate the town after the heavy rain. (Nehir, yoğun yağıştan sonra kasabayı muhtemelen su basacak.)
2. The floodwaters have inundated the entire area. (Sel suları tüm bölgeyi su basmış.)
3. The emails inundated my inbox. (E-postalar posta kutumu sel gibi doldurdu.)
4. The company was inundated with orders after the new product launch. (Yeni ürünün piyasaya çıkışından sonra şirket siparişlerle başa çıkamadı.)
5. The city was inundated with tourists during the summer. (Şehir yaz boyunca turistlerle doldu taştı.)
6. The news of the celebrity’s death inundated social media. (Ünlünün ölüm haberi sosyal medyayı ele geçirdi.)
7. The library was inundated with students studying for exams. (Kütüphane, sınavlara hazırlanan öğrencilerle dolup taştı.)
8. The phone lines were inundated with calls after the earthquake. (Deprem sonrası telefon hatları çağrılarla kilitlendi.)
9. The company was inundated with complaints about their service. (Şirket, hizmetleriyle ilgili şikayetlerle başa çıkamadı.)
10. The campaign inundated the city with posters and flyers. (Kampanya, şehri poster ve el ilanlarıyla doldurdu.)
11. The restaurant was inundated with customers on Valentine’s Day. (Restoran Sevgililer Günü’nde müşterilerle dolup taştı.)
12. The island was inundated with refugees fleeing from war. (Savaştan kaçan mülteciler adayı doldurdu.)
13. The theater was inundated with fans waiting for the concert. (Konseri bekleyen hayranlar tiyatroyu doldurdu.)
14. The hospital was inundated with patients during the pandemic. (Pandemi sırasında hastane hastalarla dolup taştı.)
15. The team was inundated with work before the deadline. (Takım, teslim tarihinden önce işlerle boğuştu.)
16. The city was inundated with donations after the natural disaster. (Doğal afetten sonra şehir bağışlarla dolup taştı.)
17. The store was inundated with customers during the holiday season. (Tatil sezonunda mağaza müşterilerle dolup taştı.)
18. The organization was inundated with volunteers after their call for help. (Yardım çağrısından sonra kuruluş gönüllülerle başa çıkamadı.)
19. The inbox was inundated with spam messages. (Gereksiz mesajlar posta kutusunu doldurdu.)
20. The news report inundated the

public with information about the political scandal. (Haber raporu siyasi skandal hakkındaki bilgilerle halkı doldurdu.)