İntuitive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İntuitive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Intuitive Nedir?

Intuitive kelimesi Türkçe karşılığı “sezgisel” olan bir sıfattır. Bu kelime, bir şeyi anlama, öğrenme veya kullanma konusunda doğal bir yeteneği veya içgüdüsel bir anlayışı ifade eder.

Örnek cümleler:

  1. She has an intuitive understanding of people’s emotions. (O, insanların duygularını sezgisel bir şekilde anlar.)
  2. The software has an intuitive interface that’s easy to navigate. (Yazılımın kullanıcı arayüzü sezgisel ve kolay gezinilebilir.)
  3. I have an intuitive feeling that something is not quite right. (Bir şeylerin tam olarak doğru olmadığına dair sezgisel bir hissiyatım var.)
  4. He’s an intuitive musician who doesn’t need sheet music to play. (O, notalara ihtiyaç duymadan çalan sezgisel bir müzisyendir.)
  5. The artist’s intuitive brush strokes created a beautiful masterpiece. (Sanatçının sezgisel fırça darbeleri güzel bir başyapıt yarattı.)
  6. The team had an intuitive sense of how to work together effectively. (Takımın birlikte etkili bir şekilde çalışma konusunda sezgisel bir hissiyatı vardı.)
  7. I prefer to rely on my intuitive instincts when making decisions. (Karar verirken sezgisel içgüdülerime güvenmeyi tercih ediyorum.)
  8. She has an intuitive approach to problem-solving that always works. (O, her zaman işe yarayan sezgisel bir problem çözme yaklaşımı var.)
  9. The writer has an intuitive sense of storytelling that captures readers’ attention. (Yazarın okuyucuların dikkatini çeken sezgisel bir anlatım hissiyatı var.)
  10. The chef’s intuitive use of spices created a delicious dish. (Aşçının baharatları sezgisel kullanımı lezzetli bir yemek yarattı.)
  11. I find that yoga helps me tap into my intuitive side. (Yoganın bana sezgisel yanımı açma konusunda yardımcı olduğunu düşünüyorum.)
  12. The designer has an intuitive sense of color and style. (Tasarımcının renk ve stil konusunda sezgisel bir hissiyatı var.)
  13. She has an intuitive ability to connect with animals. (Hayvanlarla bağlantı kurma konusunda sezgisel bir yeteneği var.)
  14. The doctor had an intuitive sense of what was wrong with the patient. (Doktorun hastanın neyin yanlış olduğu konusunda sezgisel bir hissiyatı vardı.)
  15. The teacher used an intuitive teaching method that engaged all of the students. (Öğretmen, tüm öğrencileri dahil eden sezgisel bir öğretim yöntemi kullandı.)
  16. I like how this car’s controls are so intuitive. (Bu arabada kontrol düğmelerinin sezgisel olmasını seviyorum.)
  17. The athlete had an intuitive sense of how to move his body to win the game. (Sporcu, oyunu kazanmak

için vücudunu nasıl hareket ettireceği konusunda sezgisel bir hissiyatı vardı.)
18. The entrepreneur had an intuitive understanding of market trends. (Girişimcinin piyasa trendlerine dair sezgisel bir anlayışı vardı.)

  1. The musician’s intuitive improvisation created a unique performance. (Müzisyenin sezgisel olarak yaptığı doğaçlama, benzersiz bir performans yarattı.)
  2. I find that spending time in nature helps me access my intuitive side. (Doğada zaman geçirmenin, sezgisel tarafıma erişmemi sağladığını düşünüyorum.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.