İntrepid İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İntrepid İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Intrepid

İngilizce anlamı: fearless, adventurous, bold

İntrepid kelimesi cesur, maceracı ve korkusuz anlamlarını taşır.

Örnek Cümleler:

1. The intrepid explorer ventured into the heart of the jungle. (Cesur kaşif ormanın kalbine girdi.)
2. The intrepid soldier led his troops into battle. (Korkusuz asker, askerlerini savaşa götürdü.)
3. The intrepid journalist risked her life to uncover the truth. (Cesur gazeteci, gerçeği ortaya çıkarmak için hayatını riske attı.)
4. The intrepid mountaineer climbed to the top of the highest peak. (Cesur dağcı, en yüksek zirveye tırmandı.)
5. The intrepid skydiver jumped out of the plane at 10,000 feet. (Cesur paraşütçü, 10.000 feet yükseklikten uçaktan atladı.)
6. The intrepid surfer rode the waves in the middle of a storm. (Cesur sörfçü, fırtınanın ortasında dalgaların üstünde sörf yaptı.)
7. The intrepid astronaut went on a mission to explore the unknown depths of space. (Cesur astronot, uzayın bilinmeyen derinliklerini keşfetmek için bir göreve gitti.)
8. The intrepid detective pursued the criminal through the dark alleys of the city. (Cesur dedektif, suçluyu şehrin karanlık sokaklarında takip etti.)
9. The intrepid traveler backpacked through remote regions of the world. (Cesur gezgin, dünyanın uzak bölgelerinde çadırla seyahat etti.)
10. The intrepid entrepreneur took a risk and started her own business. (Cesur girişimci, risk aldı ve kendi işini başlattı.)
11. The intrepid firefighter rushed into the burning building to save lives. (Cesur itfaiyeci, hayatları kurtarmak için yanmakta olan binaya koştu.)
12. The intrepid sailor navigated through treacherous waters to reach his destination. (Cesur denizci, hedefine ulaşmak için tehlikeli suları geçti.)
13. The intrepid artist experimented with new techniques and styles. (Cesur sanatçı, yeni teknikler ve tarzlar denedi.)
14. The intrepid teacher challenged her students to think outside the box. (Cesur öğretmen, öğrencilerini sıradan düşüncelerden çıkmaya teşvik etti.)
15. The intrepid hiker trekked through rugged terrain to reach the summit. (Cesur yürüyüşçü, zirveye ulaşmak için engebeli araziden geçti.)
16. The intrepid entrepreneur pitched her idea to investors with confidence. (Cesur girişimci, fikrini yatırımcılara güvenle sundu.)
17. The intrepid photographer captured stunning images in challenging conditions. (Cesur fotoğrafçı, zorlu koşullarda

muhteşem görüntüler yakaladı.)
18. The intrepid musician performed in front of a large crowd for the first time. (Cesur müzisyen, ilk kez büyük bir kalabalığın önünde sahne aldı.)

19. The intrepid volunteer traveled to a foreign country to help those in need. (Cesur gönüllü, ihtiyaç sahiplerine yardım etmek için yabancı bir ülkeye seyahat etti.)
20. The intrepid athlete pushed herself to the limit and broke the world record. (Cesur sporcu, kendini sınırına kadar zorladı ve dünya rekorunu kırdı.)

(Türkçe çevirileri kalın ve yeşil renkte yazılmıştır.)