İnstinctive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Instinctive Nedir?
Instinctive, doğuştan gelen, içgüdüsel anlamına gelen bir sıfattır.
Örnek Cümleler:
- Instinctive behavior is something that comes naturally, without conscious thought. (İçgüdüsel davranışlar bilinçli düşünce olmadan doğal olarak ortaya çıkar.)
- Cats have an instinctive ability to climb and jump. (Kedilerin tırmanma ve atlayış yapma konusunda içgüdüsel bir yeteneği vardır.)
- His instinctive reaction was to run away when he heard the loud noise. (Loud sesi duyduğunda içgüdüsel tepkisi kaçmaktı.)
- The bird’s instinctive migration patterns have been studied for many years. (Kuşların içgüdüsel göç paternleri uzun yıllar boyunca araştırılmıştır.)
- The baby’s instinctive reflexes include grasping and sucking. (Bebeğin içgüdüsel refleksleri kavrama ve emme içerir.)
- Some people have an instinctive fear of snakes, even if they have never encountered one. (Bazı insanlar yılanlardan içgüdüsel olarak korkarlar, hatta hiç karşılaşmamış olsalar bile.)
- The dog’s instinctive loyalty to its owner is well-known. (Köpeğin sahibine karşı içgüdüsel sadakati iyi bilinir.)
- Survival in the wilderness often requires instinctive knowledge and skills. (Vahşi doğada hayatta kalabilmek genellikle içgüdüsel bilgi ve beceriler gerektirir.)
- The cheetah’s instinctive speed and agility make it a formidable predator. (Çita’nın içgüdüsel hızı ve çevikliği onu korkunç bir yırtıcı yapar.)
- A mother’s instinctive love for her child is one of the strongest forces in the world. (Bir annenin çocuğuna karşı içgüdüsel sevgisi dünyadaki en güçlü kuvvetlerden biridir.)
- Some animals have an instinctive sense of danger and can sense approaching predators. (Bazı hayvanlar tehlikenin içgüdüsel bir hissine sahiptir ve yaklaşan yırtıcıları his
- The baby’s instinctive crying when hungry is a natural response. (Bebeklerin aç olduklarında içgüdüsel olarak ağlaması doğal bir tepkidir.)
- A fighter pilot’s instinctive reflexes can mean the difference between life and death. (Bir savaş pilotunun içgüdüsel refleksleri hayat ile ölüm arasındaki farkı oluşturabilir.)
- The instinctive urge to protect one’s family is common among many species. (Kendi ailesini koruma içgüdüsü birçok türde yaygındır.)
- A musician’s instinctive sense of rhythm and melody is often developed over many years of practice. (Bir müzisyenin içgüdüsel ritim ve melodi hissi genellikle yıllarca süren pratikle geliştirilir.)
- The instinctive need for social interaction is fundamental to human nature. (Sosyal etkileşim için içgüdüsel bir gereksinim, insan doğasının temel bir parçasıdır.)
- A baby’s instinctive grasp of objects helps them learn about their environment. (Bir bebeğin nesnelere içgüdüsel kavrayışı, çevrelerini öğrenmelerine yardımcı olur.)
- The instinctive desire for self-preservation is what drives many animals to fight or flee in dangerous situations. (Öz koruma içgüdüsü, birçok hayvanı tehlikeli durumlarda savaşmaya veya kaçmaya sevk eder.)
- The instinctive behavior of a herd of animals can be fascinating to observe. (Bir hayvan sürüsünün içgüdüsel davranışları gözlemlemek büyüleyici olabilir.)
- An athlete’s instinctive sense of timing and coordination is essential to their success in sports. (Bir sporcu için içgüdüsel zamanlama ve koordinasyon hissi, başarıları için önemlidir.)
Hemen Yorum Yaz