İnstigate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnstigate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Instigate

Instigate, anlamı provoke, provoke etmek, kışkırtmak, harekete geçirmek gibi anlamlara gelmektedir.

1. He instigated the fight by insulting the other guy. (O, diğer adamı aşağılayarak kavgayı provoke etti.)
2. She always tries to instigate arguments between her friends. (O, her zaman arkadaşları arasında tartışma çıkarmaya çalışır.)
3. The manager instigated the new project with enthusiasm. (Yönetici, yeni projeyi heyecanla başlattı.)
4. His speech instigated the crowd to protest. (Onun konuşması kalabalığı protesto etmeye kışkırttı.)
5. The rumors instigated panic among the villagers. (Söylentiler köylüler arasında panik yarattı.)
6. He is always trying to instigate trouble. (O, her zaman sorun çıkarmaya çalışıyor.)
7. The coach instigated his team to victory. (Antrenör takımını zafer için kışkırttı.)
8. She instigated her colleagues to speak up against the unfair treatment. (O, meslektaşlarını haksız muameleye karşı konuşmaya kışkırttı.)
9. The politician instigated the citizens to protest against the new law. (Politikacı vatandaşları yeni yasa hakkında protesto etmeye kışkırttı.)
10. He instigated the investigation into the corruption allegations. (O, yolsuzluk iddialarının araştırılmasını sağladı.)
11. The group of friends instigated a game of truth or dare. (Arkadaş grubu doğruyu söyle ya da cesaret yap oyununu başlattı.)
12. She instigated a plan to surprise her husband on their anniversary. (O, evlilik yıldönümlerinde kocasını şaşırtmak için bir plan yaptı.)
13. The company instigated a new policy to improve employee satisfaction. (Şirket, çalışan memnuniyetini artırmak için yeni bir politika başlattı.)
14. His behavior instigated suspicion among his colleagues. (Davranışı, meslektaşları arasında şüphe uyandırdı.)
15. She instigated a social media campaign to raise awareness about climate change. (O, iklim değişikliği hakkında farkındalık yaratmak için bir sosyal medya kampanyası başlattı.)
16. The teacher instigated her students to think critically. (Öğretmen öğrencilerini eleştirel düşünmeye teşvik etti.)
17. He instigated a plan to overthrow the government. (O, hükümeti devirmek için bir plan yaptı.)
18. The coach instigated the team to give their best performance. (Antrenör, takımın en iyi performansını sergilemesi için kışkırttı.)
19. She instigated a debate on the importance of arts education. (O, sanat eğitiminin önemi hakkında bir tartışma başlattı.)
20. The police instigated an investigation into the criminal activity. (Polis, suç faali

ğini araştırmaya başladı.)

Note: These examples are for educational purposes only. It is important to use language respectfully and ethically, and to avoid instigating harmful or dangerous situations.