İnsistently İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnsistently İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

“İnsistently” kelimesi Türkçe’de “ısrarla” anlamına gelir.

1. She insisted consistently that she was innocent. (O, suçsuz olduğunda ısrarla tutarlıydı.)
2. He consistently ignored my advice and now regrets it. (O, tavsiyemi ısrarla görmezden geldi ve şimdi pişman oldu.)
3. The team consistently performed well throughout the season. (Takım, sezon boyunca ısrarla iyi performans sergiledi.)
4. She consistently applied herself and achieved her goals. (O, kendini ısrarla uyguladı ve hedeflerine ulaştı.)
5. He consistently made the same mistakes despite my warnings. (O, uyarılarıma rağmen ısrarla aynı hataları yaptı.)
6. The company consistently delivers high-quality products. (Şirket, ısrarla yüksek kaliteli ürünler sunar.)
7. She consistently displayed a positive attitude. (O, ısrarla olumlu bir tutum sergiledi.)
8. He consistently challenged himself to do better. (O, kendini daha iyi yapmak için ısrarla zorladı.)
9. The teacher consistently praised the students for their hard work. (Öğretmen, öğrencilerini ısrarla çalışmaları için övdü.)
10. She consistently asked for feedback to improve her performance. (O, performansını iyileştirmek için geri bildirim istemeye ısrarla devam etti.)
11. He consistently showed up late to meetings. (O, toplantılara ısrarla geç kalmaya devam etti.)
12. The team consistently struggled with communication issues. (Takım, ısrarla iletişim sorunlarıyla mücadele etti.)
13. She consistently prioritized her health and well-being. (O, ısrarla sağlığına ve iyi oluşuna öncelik verdi.)
14. He consistently refused to take responsibility for his actions. (O, eylemlerinden sorumluluk almaktan ısrarla kaçındı.)
15. The company consistently met its financial goals. (Şirket, ısrarla finansal hedeflerini karşıladı.)
16. She consistently exceeded expectations. (O, ısrarla beklentileri aştı.)
17. He consistently showed a lack of commitment to the project. (O, projeye ısrarla bağlılık eksikliği gösterdi.)
18. The team consistently improved their performance over time. (Takım, zamanla ısrarla performansını geliştirdi.)
19. She consistently asked for help when she needed it. (O, ihtiyaç duyduğunda ısrarla yardım istedi.)
20. He consistently demonstrated his expertise in the field. (O, alanda uzmanlığını ısrarla gösterdi.)

21. The athlete consistently trained hard to reach her goals. (Sporcu, hedeflerine ulaşmak için ısrarla sıkı antrenman yaptı.)
22. He consistently argued that the new policy was a bad idea. (O, yeni politikanın kötü bir fikir olduğunda ısrarla tartıştı.)
23. The company consistently invested in research and development. (Şirket, ısrarla araştırma ve geliştirmeye yatırım yaptı.)
24. She consistently advocated for the rights of marginalized communities. (O, marjinalleşmiş toplulukların hakları için ısrarla savundu.)
25. He consistently failed to meet deadlines. (O, ısrarla son tarihleri karşılayamadı.)
26. The team consistently worked together to achieve their goals. (Takım, hedeflerine ulaşmak için ısrarla birlikte çalıştı.)
27. She consistently made time for self-care activities. (O, kendine bakım aktivitelerine ısrarla zaman ayırdı.)
28. He consistently challenged authority figures when he felt it was necessary. (O, gerekli olduğunda otorite figürlerine ısrarla meydan okudu.)
29. The company consistently updated their products to meet customer needs. (Şirket, müşteri ihtiyaçlarını karşılamak için ürünlerini ısrarla güncelledi.)
30. She consistently demonstrated her leadership skills in group projects. (O, grup projelerinde liderlik becerilerini ısrarla gösterdi.)