İnsist İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnsist İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnsist İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: Bir konuda ısrar etmek, diretmek.

1. I insist on paying for dinner tonight. (Bu akşam yemeği ben ödemekte ısrar ediyorum.)
2. She insisted that we watch the movie she picked. (Seçtiği filmi izlemekte diretti.)
3. He insists that he is right, even though he isn’t. (Haklı olduğuna ısrar ediyor, ama öyle değil.)
4. I insist that you apologize for what you said. (Söylediğin şey için özür dilemeni istiyorum.)
5. They insisted that we come to the party with them. (Onlarla birlikte partiye gelmemizde direndiler.)
6. She insisted on going to the beach, even though it was cold. (Soğuk olmasına rağmen, plaja gitmekte diretti.)
7. He insisted on doing the project alone. (Projeyi tek başına yapmakta ısrar etti.)
8. She insisted that she was capable of driving, despite her lack of experience. (Deneyimsiz olmasına rağmen, arabayı kullanabileceğine ısrar etti.)
9. The customer insisted on speaking to the manager. (Müşteri müdürle konuşmakta ısrar etti.)
10. He insisted that he had never seen the man before. (Adamı daha önce hiç görmediğine ısrar etti.)
11. She insisted on getting her way, no matter what. (Ne olursa olsun, istediği şekilde gitmekte direndi.)
12. He insisted that he was innocent, despite the evidence against him. (Kendisinin masum olduğuna, ona karşı olan kanıtlara rağmen ısrar etti.)
13. The teacher insisted that we study harder for the exam. (Sınav için daha sıkı çalışmamızda ısrar etti.)
14. She insisted on going to the concert, even though she was sick. (Hasta olmasına rağmen, konsere gitmekte diretti.)
15. He insisted that he be given a second chance

16. She insisted that we take a break and rest for a while. (Bir ara verip bir süre dinlenmemizde ısrar etti.)
17. He insisted on using his own tools for the project. (Projede kendi araçlarını kullanmakta direndi.)
18. She insisted that we try the new restaurant in town. (Şehirdeki yeni restoranı denemekte ısrar etti.)
19. He insisted on taking the scenic route, even though it was longer. (Daha uzun olmasına rağmen, manzaralı yolu kullanmakta direndi.)
20. The company insisted on completing the project by the deadline. (Projenin süresinde tamamlanmasında ısrar ettiler.)

Türkçe Karşılıkları:

1. Bu akşam yemeği ben ödemekte ısrar ediyorum.
2. Seçtiği filmi izlemekte diretti.
3. Haklı olduğuna ısrar ediyor, ama öyle değil.
4. Söylediğin şey için özür dilemeni istiyorum.
5. Onlarla birlikte partiye gelmemizde direndiler.
6. Soğuk olmasına rağmen, plaja gitmekte diretti.
7. Projeyi tek başına yapmakta ısrar etti.
8. Deneyimsiz olmasına rağmen, arabayı kullanabileceğine ısrar etti.
9. Müşteri müdürle konuşmakta ısrar etti.
10. Adamı daha önce hiç görmediğine ısrar etti.
11. Ne olursa olsun, istediği şekilde gitmekte direndi.
12. Kendisinin masum olduğuna, ona karşı olan kanıtlara rağmen ısrar etti.
13. Sınav için daha sıkı çalışmamızda ısrar etti.
14. Hasta olmasına rağmen, konsere gitmekte diretti.
15. Kendisine ikinci bir şans verilmesinde ısrar etti.
16. Bir ara verip bir süre dinlenmemizde ısrar etti.
17. Projede kendi araçlarını kullanmakta direndi.
18. Şehirdeki yeni restoranı denemekte ısrar etti.
19. Daha uzun olmasına rağmen, manzaralı yolu kullanmakta direndi.
20. Projenin süresinde tamamlanmasında ısrar ettiler.