İnhabit İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnhabit İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Inhabit

İnhabit kelimesi “oturmak, ikamet etmek” anlamına gelir. Aşağıda İngilizce örnek cümlelerle birlikte Türkçe karşılıklarını bulabilirsiniz:

  1. The island is inhabited by a small community of fishermen. (Ada, küçük bir balıkçı topluluğu tarafından oturulmaktadır.)
  2. Many animals inhabit the forest. (Ormanı birçok hayvan oturur.)
  3. The house had been uninhabited for years. (Ev yıllardır oturulmamıştı.)
  4. The area is inhabited by people of different ethnicities. (Bölge, farklı etnik kökenden insanlar tarafından oturulur.)
  5. The town was first inhabited in the 12th century. (Kasaba 12. yüzyılda ilk kez oturuldu.)
  6. Polar bears inhabit the Arctic regions. (Kutup ayıları, Arktik bölgelerde oturur.)
  7. The building is now inhabited by artists and musicians. (Bina şimdi sanatçılar ve müzisyenler tarafından oturuluyor.)
  8. This land was once inhabited by Native Americans. (Bu topraklar bir zamanlar Kızılderililer tarafından oturuluyordu.)
  9. Few people inhabit the desert due to the harsh conditions. (Zorlu koşullar nedeniyle çölde az insan oturur.)
  10. The planet Mars may one day be inhabited by humans. (Mars gezegeni bir gün insanlar tarafından oturulabilir.)
  11. The castle has been inhabited by many famous people throughout history. (Kale tarih boyunca birçok ünlü insan tarafından oturuldu.)
  12. The caves were once inhabited by prehistoric humans. (Mağaralar bir zamanlar tarih öncesi insanlar tarafından oturuluyordu.)
  13. Many birds inhabit the tropical rainforest. (Tropikal yağmur ormanları birçok kuşa ev sahipliği yapar.)
  14. The apartment complex is inhabited by mostly young professionals. (Apartman kompleksi çoğunlukla genç profesyoneller tarafından oturulur.)
  15. Some species of fish inhabit freshwater lakes. (Bazı balık türleri tatlı su gölleri içinde otururlar.)
  16. The village is inhabited by friendly and welcoming people. (Köy, dost ve misafirperver insanlar tarafından oturulur.)
  17. The mountain range is inhabited by wild goats. (Dağ sırası, yabani keçiler tarafından oturulur.)
  18. The apartment building is no longer inhabited due to safety concerns. (Apartman binası güvenlik endişeleri nedeniyle artık oturulmuyor.)
  19. The city is inhabited by millions of people from all over the world. (Şehir, dünyanın her yerinden milyonlarca insan tarafından oturulur.)
  20. The hotel is currently inhabited by guests from various countries. (Otel şu anda farklı ülkelerden gelen misafirler tarafından oturuluyor.)
  1. Many insects inhabit the garden, including bees and butterflies. (Bahçede arılar ve kelebekler de dahil olmak üzere birçok böcek oturur.)
  2. The region is known for its unique plants that inhabit the area. (Bölge, alanda yaşayan benzersiz bitkileriyle tanınır.)
  3. The old mansion was once inhabited by a wealthy family. (Eski malikane bir zamanlar zengin bir aile tarafından oturuldu.)
  4. The planet Venus is too hot to be inhabited by humans. (Venüs gezegeni insanlar tarafından oturulacak kadar sıcak değildir.)
  5. Many different tribes inhabit the Amazon rainforest. (Amazon yağmur ormanlarında birçok farklı kabile oturur.)
  6. The castle had been uninhabitable for centuries before it was restored. (Kale, restore edilmeden önce yüzyıllardır oturulamaz durumdaydı.)
  7. The house is currently inhabited by a family with three children. (Ev şu anda üç çocuklu bir aile tarafından oturuluyor.)
  8. Some species of animals inhabit both land and water. (Bazı hayvan türleri hem karada hem de suda oturur.)
  9. The deserted island is currently uninhabited. (Terkedilmiş ada şu anda oturulmuyor.)
  10. The town is famous for the unique architectural style that inhabits the buildings. (Kasaba, binalarda oturan benzersiz mimari tarzıyla ünlüdür.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.