İnfuriate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnfuriate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Infuriate: Sinirlendirmek, öfkelendirmek

  1. His constant lying infuriated me.
    (Sürekli yalan söylemesi beni öfkelendirdi.)
  2. The rude behavior of the waiter infuriated the customers.
    (Garsonun kaba davranışı müşterileri sinirlendirdi.)
  3. I am infuriated by the injustice in our society.
    (Toplumumuzdaki adaletsizlik beni sinirlendiriyor.)
  4. His laziness infuriated his boss.
    (Onun tembelliği patronunu sinirlendirdi.)
  5. The delay of the flight infuriated the passengers.
    (Uçağın gecikmesi yolcuları sinirlendirdi.)
  6. Her constant interrupting infuriated her colleagues.
    (Sürekli keserek konuşması meslektaşlarını sinirlendirdi.)
  7. The customer’s rude behavior infuriated the salesperson.
    (Müşterinin kaba davranışı satış elemanını sinirlendirdi.)
  8. The unfair decision of the judge infuriated the defendant.
    (Hakim’in haksız kararı sanığı öfkelendirdi.)
  9. His reckless driving infuriated the other drivers on the road.
    (Dikkatsizce araba kullanması diğer sürücüleri öfkelendirdi.)
  10. The constant noise from the construction site infuriated the neighbors.
    (İnşaat alanından sürekli gelen gürültü komşuları sinirlendirdi.)
  11. The company’s new policy infuriated its employees.
    (Şirketin yeni politikası çalışanlarını sinirlendirdi.)
  12. The unfair treatment of the employees infuriated the labor union.
    (Çalışanların haksız muamelesi sendikayı sinirlendirdi.)
  13. The constant barking of the neighbor’s dog infuriated us.
    (Komşunun sürekli havlaması bizi sinirlendirdi.)
  14. His constant complaining about everything infuriated his friends.
    (Her şeye sürekli şikayet etmesi arkadaşlarını öfkelendirdi.)
  15. The long lines at the grocery store infuriated the customers.
    (Market sıralarının uzunluğu müşterileri sinirlendirdi.)
  16. The rude behavior of the other players infuriated him during the game.
    (Diğer oyuncuların kaba davranışları oyun sırasında onu öfkelendirdi.)
  17. The constant criticism from her boss infuriated her.
    (Patronunun sürekli eleştirisi onu sinirlendirdi.)
  18. The delay in delivery of the package infuriated the customer.
    (Paketin teslimatındaki gecikme müşteriyi sinirlendirdi.)
  19. The constant interruptions during the meeting infuriated the presenter.
    (Toplantı sırasında sürekli keserek konuşmalar sunumu yapan kişiyi öfkelendirdi.)
  20. The unfair treatment of the team by the referees infuriated the coach.
    (H

akemelerin takımına karşı haksız davranışı antrenörü sinirlendirdi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.