İnformer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnformer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Informers, bilgi veren veya haber ileten kişiler veya araçlar anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. The informer gave the police valuable information about the suspect. (İhbarcı, polise şüpheli hakkında değerli bilgi verdi.)
2. The company used an informer to gather market intelligence. (Şirket, pazar istihbaratı toplamak için bir bilgi verici kullandı.)
3. The informer warned the authorities about the impending danger. (İhbarcı, yetkilileri yaklaşan tehlike hakkında uyardı.)
4. The journalist relied on informers to uncover the corruption scandal. (Gazeteci, yolsuzluk skandalını ortaya çıkarmak için ihbarcılara güvendi.)
5. The informer’s identity was kept secret to protect them from retaliation. (İhbarcının kimliği, intikamdan korunmak için gizli tutuldu.)
6. The informer’s testimony helped convict the criminal. (İhbarcının ifadesi, suçluyu mahkum etmeye yardımcı oldu.)
7. The government recruited informers to gather intelligence on terrorist activities. (Hükümet, terör faaliyetleri hakkında istihbarat toplamak için ihbarcılar işe aldı.)
8. The informer provided evidence that led to the arrest of the suspect. (İhbarcı, şüphelinin tutuklanmasına yol açan kanıt sağladı.)
9. The informer’s tip proved to be accurate, leading to the prevention of a terrorist attack. (İhbarcının ipucu doğru çıktı ve bir terör saldırısının önlenmesine yol açtı.)
10. The police paid the informer for the information they provided. (Polis, sağlanan bilgi için ihbarcıya ödeme yaptı.)
11. The informer was threatened with harm if they continued to cooperate with the authorities. (İhbarcı, yetkililerle işbirliğine devam ederlerse zarar göreceği tehdit edildi.)
12. The journalist promised to protect the identity of the informer who provided the leaked documents. (Gazeteci, sızdırılan belgeleri sağlayan ihbarcının kimliğini korumayı vaat etti.)
13. The informer’s information was crucial in solving the cold case. (İhbarcının bilgileri, soğuk dosyanın çözülmesinde hayati önem taşıdı.)
14. The authorities used informers to infiltrate the criminal organization. (Yetkililer, suç örgütüne sızmak için ihbarcıları kullandılar.)
15. The informer was hesitant to come forward with the information due to fear of reprisals. (İhbarcı, intikam korkusu nedeniyle bilgiyi açıklamakta tereddüt etti.)
16. The informer’s credibility was called into question during the trial. (İhbarcının güvenilirliği duruşmada sorgulandı.)
17. The police used informers to gather evidence in the drug trafficking case. (Polis, uyu

ticilik davasında kanıt toplamak için ihbarcıları kullandı.)
18. The informer was praised for their bravery in coming forward with the information. (İhbarcı, bilgiyi açıklamak için gösterdikleri cesaret nedeniyle övüldü.)

19. The company hired an informer to gather intelligence on their competitors. (Şirket, rakipleri hakkında istihbarat toplamak için bir ihbarcı kiraladı.)
20. The informer’s anonymity was compromised when their identity was leaked to the media. (İhbarcının anonimliği, kimlikleri medyaya sızdırıldığında tehlikeye girdi.)

(Türkçe karşılıklar koyulaştırılmış mavi yazı ile belirtilmiştir.)