İnflux İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnflux İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Influx (noun) – a large influx of people or things into a place

1. The city saw a sudden influx of tourists during the holiday season. (Şehir, tatil sezonu boyunca aniden turistlerin büyük bir akınına maruz kaldı.)
2. The influx of refugees is putting a strain on the country’s resources. (Mültecilerin akını, ülkenin kaynaklarını zorluyor.)
3. The company is experiencing an influx of new employees this month. (Şirket bu ay yeni çalışanların büyük bir akınına uğruyor.)
4. The restaurant struggled to handle the influx of customers during lunchtime. (Restoran, öğle yemeği saatinde müşterilerin büyük akınıyla başa çıkmakta zorlandı.)
5. The small town has seen an influx of young families moving in. (Küçük kasaba, taşınan genç ailelerin büyük bir akınına sahne oldu.)
6. The influx of new technology has revolutionized the way we live. (Yeni teknolojinin akını, yaşam şeklimizi devrimleştirdi.)
7. The beach was crowded due to the influx of tourists. (Turistlerin akını nedeniyle plaj kalabalıktı.)
8. The university is preparing for an influx of international students next semester. (Üniversite, önümüzdeki dönem için uluslararası öğrencilerin büyük bir akınına hazırlanıyor.)
9. The sudden influx of orders has caused a backlog in production. (Aniden gelen siparişlerin akını, üretimde birikmeye neden oldu.)
10. The city is experiencing an influx of wealthy residents. (Şehir, zengin sakinlerin büyük bir akınına uğruyor.)
11. The influx of donations has helped the charity organization expand its services. (Bağışların akını, hayır kurumunun hizmetlerini genişletmesine yardımcı oldu.)
12. The country is bracing itself for an influx of refugees from neighboring countries. (Ülke, komşu ülkelerden gelen mültecilerin akınına hazırlanıyor.)
13. The store hired extra staff to cope with the influx of Christmas shoppers. (Mağaza, Noel alışverişçilerinin akınıyla başa çıkmak için ekstra personel işe aldı.)
14. The city’s infrastructure is struggling to cope with the influx of new residents. (Şehrin altyapısı, yeni sakinlerin akınıyla başa çıkmakta zorlanıyor.)
15. The school is preparing for an influx of students from a nearby school that is closing down. (Okul, kapanacak yakındaki bir okuldaki öğrencilerin akınına hazırlanıyor.)
16. The company is experiencing an influx of orders from overseas clients. (Şirket, yurt dışındaki müşterilerden gelen siparişlerin akınına uğruyor.)
17. The hospital is struggling to cope with the influx of patients during flu season. (Hastane, grip sezonu boyunca hastaların akınıyla başa çıkmakta zorlanıyor.)

18. The city’s transportation system is overwhelmed by the influx of commuters during rush hour. (Şehrin ulaşım sistemi, yoğun saatlerde işe gidenlerin akınıyla eziliyor.)
19. The hotel is fully booked due to the influx of visitors attending a local conference. (Otel, yerel bir konferansa katılan ziyaretçilerin akını nedeniyle tamamen dolu.)
20. The city’s economy is thriving due to the influx of new businesses and investments. (Şehrin ekonomisi, yeni işletmelerin ve yatırımların akını nedeniyle gelişiyor.)