İnfamy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnfamy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Infamy Nedir?

Infamy, kötü şöhret veya kötü ün anlamına gelir. Bir kişi veya olayın toplumda genel olarak kabul edilen ahlaki değerleri ihlal etmesi sonucu kötü bir üne sahip olması durumunu ifade eder.

Örnek Cümleler:

  1. His infamy spread quickly after the scandal was exposed.

    (Skandal ortaya çıktıktan sonra kötü şöhreti hızla yayıldı.)

  2. The criminal’s infamy was well-known throughout the city.

    (Suçlunun kötü şöhreti şehrin her tarafında biliniyordu.)

  3. The infamy of his behavior overshadowed any good he may have done.

    (Davranışının kötü şöhreti yapabileceği herhangi bir iyiliği gölgede bıraktı.)

  4. The infamy of the dictator will never be forgotten by the people.

    (Diktatörün kötü şöhreti insanlar tarafından asla unutulmayacak.)

  5. The infamy of the company’s actions led to its downfall.

    (Şirketin eylemlerinin kötü şöhreti şirketin çöküşüne neden oldu.)

  6. She was shocked by the infamy of her husband’s secret life.

    (Kocasının gizli hayatının kötü şöhretinden şok oldu.)

  7. The infamy of the politician’s corruption scandal tarnished his entire career.

    (Politikacının yolsuzluk skandalının kötü şöhreti tüm kariyerini lekeledi.)

  8. The infamy of the cult leader’s actions was exposed by the media.

    (Kült liderinin eylemlerinin kötü şöhreti medya tarafından ortaya çıkarıldı.)

  9. The infamy of the serial killer will always haunt the families of his victims.

    (Serı katilin kötü şöhreti her zaman kurbanlarının ailelerini rahatsız edecek.)

  10. The infamy of the cheating scandal was felt throughout the school.

    (Kopya çekme skandalının kötü şöhreti okulun her yerinde hissedildi.)

  11. The infamy of the athlete’s doping scandal ruined his chances of winning.

    (Sporcu dopingle ilgili skandalının kötü şöhreti kazanma şansını yok etti.)

  12. The infamy of the artist’s controversial painting drew a lot of attention.

    (Sanatçının tartışmalı tablosunun kötü şöhreti çok ilgi

    çekti.)

  13. The infamy of the company’s environmental violations led to a public outcry.

    (Şirketin çevre ihlallerinin kötü şöhreti halktan tepki çekti.)

  14. The infamy of the politician’s racist comments sparked widespread protests.

    (Politikacının ırkçı yorumlarının kötü şöhreti geniş çaplı protestolara neden oldu.)

  15. The infamy of the movie director’s sexual harassment scandal ruined his career.

    (Film yönetmeninin cinsel taciz skandalının kötü şöhreti kariyerini mahvetti.)

  16. The infamy of the company’s unethical business practices led to a loss of customers.

    (Şirketin etik olmayan iş uygulamalarının kötü şöhreti müşteri kaybına neden oldu.)

  17. The infamy of the bank’s fraudulent activities resulted in a massive fine.

    (Bankanın dolandırıcılık faaliyetlerinin kötü şöhreti devasa bir para cezasına neden oldu.)

  18. The infamy of the dictator’s human rights abuses was condemned by the international community.

    (Diktatörün insan hakları ihlallerinin kötü şöhreti uluslararası toplum tarafından kınandı.)

  19. The infamy of the company’s unsafe products led to a product recall.

    (Şirketin güvensiz ürünlerinin kötü şöhreti bir ürün geri çağırmasına neden oldu.)

  20. The infamy of the singer’s lip-syncing scandal damaged her reputation.

    (Şarkıcının playback yapma skandalının kötü şöhreti ününü zedeledi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.