İndubitability – İndubitableness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İndubitability – İndubitableness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İndubitability / İndubitableness:


İndubitability, şüphe edilemezlik anlamına gelir. İndubitableness ise kesinlik, şüphesizlik anlamına gelir.

  1. There is an indubitability to her statements. (Onun açıklamalarında şüphe edilemezlik var.)
  2. His proof demonstrated the indubitability of his theory. (Kanıtı, teorisinin şüphe edilemezliğini gösterdi.)
  3. The indubitability of the evidence cannot be denied. (Kanıtların şüphesizliği inkar edilemez.)
  4. The indubitability of his argument was obvious. (Onun argümanının kesinliği açıktı.)
  5. The indubitability of his innocence was proven in court. (Mahkemede masumiyetinin şüphesizliği kanıtlandı.)
  6. The indubitability of her intelligence was apparent in her exam results. (Sınav sonuçlarında zekasının şüphesizliği ortadaydı.)
  7. The indubitability of his guilt was confirmed by DNA evidence. (DNA kanıtlarıyla suçluluğunun kesinliği onaylandı.)
  8. The indubitableness of the facts left no room for doubt. (Gerçeklerin kesinliği şüphe için hiçbir alan bırakmadı.)
  9. The indubitableness of the conclusion was reached after thorough research. (Temel araştırmadan sonra sonucun kesinliği elde edildi.)
  10. The indubitableness of the evidence led to a swift conviction. (Kanıtların kesinliği, hızlı bir mahkumiyete neden oldu.)
  11. There is an indubitableness to his character that is hard to ignore. (Onun karakterinde göz ardı edilmesi zor bir kesinlik var.)
  12. The indubitableness of her talent was recognized by all who saw her perform. (Performansını gören herkes onun yeteneğinin kesinliğini kabul etti.)
  13. The indubitability of the statistics was crucial in making the decision. (İstatistiklerin kesinliği, karar vermede önemliydi.)
  14. The indubitability of his commitment to the project was commendable. (Proje için olan bağlılığının şüphesizliği takdire şayandı.)
  15. The indubitableness of her loyalty was unquestionable. (Sadakatinin kesinliği sorgulanamazdı.)
  16. The indubitability of his love for her was evident in his actions. (Ona olan aşkının kesinliği, eylemlerinde açıkça görülebilirdi.)
  17. The indubitableness of the law was upheld in the court ruling. (Mahkeme kararında hukukun kesinliği korundu.)
  18. The indubitability of the data was confirmed by multiple sources. (Verilerin şüphesizliği, birden fazla kaynak tarafından onaylandı.)
  19. The indubitability of her beauty was striking. (Güzelliğinin şüphesizliği çarpıcıydı.)
  1. The indubitability of the company’s success was reflected in its rising stock prices. (Şirketin başarısının kesinliği, artan hisse senedi fiyatlarında yansıtıldı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.