İndubitability – İndubitableness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
İndubitability / İndubitableness:
İndubitability, şüphe edilemezlik anlamına gelir. İndubitableness ise kesinlik, şüphesizlik anlamına gelir.
- There is an indubitability to her statements. (Onun açıklamalarında şüphe edilemezlik var.)
- His proof demonstrated the indubitability of his theory. (Kanıtı, teorisinin şüphe edilemezliğini gösterdi.)
- The indubitability of the evidence cannot be denied. (Kanıtların şüphesizliği inkar edilemez.)
- The indubitability of his argument was obvious. (Onun argümanının kesinliği açıktı.)
- The indubitability of his innocence was proven in court. (Mahkemede masumiyetinin şüphesizliği kanıtlandı.)
- The indubitability of her intelligence was apparent in her exam results. (Sınav sonuçlarında zekasının şüphesizliği ortadaydı.)
- The indubitability of his guilt was confirmed by DNA evidence. (DNA kanıtlarıyla suçluluğunun kesinliği onaylandı.)
- The indubitableness of the facts left no room for doubt. (Gerçeklerin kesinliği şüphe için hiçbir alan bırakmadı.)
- The indubitableness of the conclusion was reached after thorough research. (Temel araştırmadan sonra sonucun kesinliği elde edildi.)
- The indubitableness of the evidence led to a swift conviction. (Kanıtların kesinliği, hızlı bir mahkumiyete neden oldu.)
- There is an indubitableness to his character that is hard to ignore. (Onun karakterinde göz ardı edilmesi zor bir kesinlik var.)
- The indubitableness of her talent was recognized by all who saw her perform. (Performansını gören herkes onun yeteneğinin kesinliğini kabul etti.)
- The indubitability of the statistics was crucial in making the decision. (İstatistiklerin kesinliği, karar vermede önemliydi.)
- The indubitability of his commitment to the project was commendable. (Proje için olan bağlılığının şüphesizliği takdire şayandı.)
- The indubitableness of her loyalty was unquestionable. (Sadakatinin kesinliği sorgulanamazdı.)
- The indubitability of his love for her was evident in his actions. (Ona olan aşkının kesinliği, eylemlerinde açıkça görülebilirdi.)
- The indubitableness of the law was upheld in the court ruling. (Mahkeme kararında hukukun kesinliği korundu.)
- The indubitability of the data was confirmed by multiple sources. (Verilerin şüphesizliği, birden fazla kaynak tarafından onaylandı.)
- The indubitability of her beauty was striking. (Güzelliğinin şüphesizliği çarpıcıydı.)
- The indubitability of the company’s success was reflected in its rising stock prices. (Şirketin başarısının kesinliği, artan hisse senedi fiyatlarında yansıtıldı.)
Hemen Yorum Yaz