İndolent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İndolent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İndolent Nedir?

İndolent, Türkçe’de tembel, aylak, işsiz, müsrif anlamlarına gelen bir sıfat olarak kullanılır. Bir kişinin harekete geçmek için yeterli motivasyona sahip olmadığı ya da hareketlerinin yavaş olduğu durumları ifade etmek için kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. She’s too indolent to go to the gym regularly. (O, düzenli olarak spor salonuna gitmek için çok tembel.)
2. He’s an indolent student who never studies. (O, asla çalışmayan bir tembel öğrencidir.)
3. The indolent cat just lay in the sun all day. (Tembel kedi tüm gün güneşte yattı.)
4. The indolent worker did not complete the project on time. (Tembel işçi proje zamanında tamamlamadı.)
5. His indolent nature often gets in the way of his success. (Onun tembel doğası sıklıkla başarısının önüne geçiyor.)
6. The indolent weekend was spent binge-watching TV shows. (Tembel hafta sonu TV şovlarını izleyerek geçirildi.)
7. The indolent employee is always the last to leave the office. (Tembel çalışan her zaman ofisten en son çıkan kişidir.)
8. She had an indolent day, lounging around and doing nothing. (O, etrafta takılıp hiçbir şey yapmadığı bir tembel gün geçirdi.)
9. His indolent attitude towards work caused him to be fired. (İşe karşı tembel tavrı onun işten çıkarılmasına neden oldu.)
10. The indolent pace of the project led to its failure. (Projenin tembel ilerlemesi başarısızlığına neden oldu.)
11. The indolent dog refused to go for a walk. (Tembel köpek yürüyüşe çıkmayı reddetti.)
12. She spent an indolent afternoon lounging in the hammock. (O, hamakta takılıp tembel bir öğleden sonra geçirdi.)
13. The indolent child never wants to do their homework. (Tembel çocuk ödevini yapmak istemez.)
14. His indolent behavior is frustrating to those around him. (Onun tembel davranışları etrafındakiler için sinir bozucudur.)
15. The indolent driver caused a traffic jam by driving too slowly. (Tembel sürücü çok yavaş sürerek trafik sıkışıklığına neden oldu.)
16. Her indolent lifestyle is not conducive to good health. (Onun tembel yaşam tarzı iyi bir sağlık için uygun değil.)
17. The indolent cat did not even move when the mouse ran by. (Tembel kedi fare koşarken bile hareket etmedi.)
18. His indolent approach to exercise is not helping him lose weight. (Egzersize karşı tembel yaklaşımı onun kilo vermesine yardımcı olmuyor.)
19. The

indolent student procrastinated until the last minute to start their project. (Tembel öğrenci projesine son dakikaya kadar erteledi.)
20. The indolent summer days were spent lounging by the pool. (Tembel yaz günleri havuzda takılıp geçirildi.)