İndisposition İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İndisposition İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İndisposition İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: Hafif hastalık, rahatsızlık veya halsizlik durumu.

  1. I’m feeling a bit of indisposition, so I’m going to stay home today. (Bugün biraz rahatsız hissediyorum, bu yüzden evde kalacağım.)

  2. She had a sudden indisposition and had to be taken to the hospital. (Birdenbire bir rahatsızlık geçirdi ve hastaneye götürülmek zorunda kaldı.)

  3. He tried to work despite his indisposition, but he ended up making more mistakes than usual. (Rahatsızlığına rağmen çalışmaya çalıştı, ancak normalden daha fazla hata yaptı.)

  4. Indisposition is common during the flu season. (Grip mevsiminde indispozisyon sık görülür.)

  5. She experienced some indisposition after eating the spicy food. (Baharatlı yemek yedikten sonra biraz rahatsızlık hissetti.)

  6. Indisposition can be a sign of a more serious illness, so it’s important to take it seriously. (İndispozisyon daha ciddi bir hastalığın işareti olabilir, bu nedenle ciddiye almak önemlidir.)

  7. I think I caught a cold because I’ve been experiencing some indisposition lately. (Son zamanlarda biraz rahatsızlık hissettiğim için bir soğuk algınlığına yakalandığımı düşünüyorum.)

  8. The doctor said that the patient’s indisposition was due to a minor infection. (Doktor hastanın rahatsızlığının hafif bir enfeksiyondan kaynaklandığını söyledi.)

  9. Indisposition can sometimes be caused by stress or lack of sleep. (İndispozisyon bazen stres veya yetersiz uyku nedeniyle olabilir.)

  10. Despite his indisposition, he managed to finish the project on time. (Rahatsızlığına rağmen, proje zamanında bitirmeyi başardı.)

  11. Indisposition is often accompanied by fatigue and weakness. (İndispozisyon genellikle yorgunluk ve zayıflıkla birlikte görülür.)

  12. She took a day off work because of her indisposition. (Rahatsızlığı nedeniyle bir gün işten izin aldı.)

  13. The athlete’s indisposition prevented him from competing in the race. (Sporcunun rahatsızlığı yarışmada yarışmasını engelledi.)

  14. The doctor prescribed some medicine to help with the patient’s indisposition. (Doktor hastanın rahatsızlığına yardımcı olmak için ilaç yazdı.)

  15. Indisposition can be a symptom of a more serious underlying condition. (İndispozisyon, daha ciddi bir temel durumun belirtisi olabilir.)

  16. She felt a sudden indisposition and had to sit down to catch her breath. (Aniden bir rahatsızlık hissetti ve nefes almak için oturmak zorunda kald

  1. The employee’s indisposition caused him to miss an important meeting. (Çalışanın rahatsızlığı önemli bir toplantıya katılamamasına neden oldu.)

  2. Indisposition is often accompanied by a loss of appetite. (İndispozisyon genellikle iştahsızlıkla birlikte görülür.)

  3. The doctor advised the patient to rest and stay hydrated to help with her indisposition. (Doktor, hastanın rahatsızlığına yardımcı olmak için dinlenmesini ve hidrasyonunu sağlamasını önerdi.)

  4. She tried to ignore her indisposition and continue with her daily routine, but eventually had to seek medical attention. (Rahatsızlığı görmezden gelmeye ve günlük rutinine devam etmeye çalıştı, ancak sonunda tıbbi yardım aramak zorunda kaldı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.