İndescribablenes-İndescribability İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
İndescribableness – İndescribability (Anlatılamazlık)
İndescribableness, bir şeyin sözlü veya yazılı olarak ifade edilemez olması durumunu ifade eder. Açıklanamazlık veya tarif edilemezlik olarak da adlandırılabilir.
Örnek cümleler:
- The beauty of the sunset is indescribable. / Güneşin batışının güzelliği anlatılamaz.
- His emotions were so complex that their indescribableness left him frustrated. / Duyguları o kadar karmaşıktı ki, anlatılamazlığı onu hayal kırıklığına uğrattı.
- The indescribableness of the experience made it all the more memorable. / Deneyimin anlatılamazlığı onu daha da unutulmaz yaptı.
- The mystery of the ancient ruins was shrouded in indescribableness. / Antik kalıntıların gizemi, anlatılamazlıkla örtülmüştü.
- The horror of war can only be understood through its indescribableness. / Savaşın korkusu, sadece anlatılamazlığı aracılığıyla anlaşılabilir.
- The indescribableness of the pain she felt was overwhelming. / Hisssettiği acının anlatılamazlığı eziciydi.
- The indescribableness of the taste left us speechless. / Tatlığın anlatılamazlığı bizi dilsiz bıraktı.
- The indescribableness of his artwork left everyone in awe. / Sanat eserinin anlatılamazlığı herkesi hayran bıraktı.
- The indescribableness of his love for her was evident in his every gesture. / Ona olan aşkının anlatılamazlığı, her hareketinde belli oluyordu.
- The indescribableness of the view from the mountaintop was breathtaking. / Dağın tepesinden manzaranın anlatılamazlığı nefes kesiciydi.
- The indescribableness of the situation left her feeling helpless. / Durumun anlatılamazlığı, onu çaresiz hissettirdi.
- The indescribableness of the joy they felt was contagious. / Hissedilen mutluluğun anlatılamazlığı bulaşıcıydı.
- The indescribableness of the fear he experienced was paralyzing. / Hisssettiği korkunun anlatılamazlığı felç ediciydi.
- The indescribableness of the sound left us spellbound. / Sesi anlatılamazlığı bizi büyüledi.
- The indescribableness of the experience made it difficult to put into words. / Deneyimin anlatılamazlığı, sözcüklere dökmenin zor olmasına neden oldu.
- The indescribableness of the feeling was overwhelming. / Hissettiği duygunun anlatılamazlığı eziciydi.
- The indescribableness of the scent brought back
- The indescribableness of the scent brought back memories long forgotten. / Kokunun anlatılamazlığı uzun süredir unutulan hatıraları geri getirdi.
- The indescribableness of the situation left us feeling lost. / Durumun anlatılamazlığı, kaybolmuş hissettirdi bizi.
- The indescribableness of the feeling she had for him was both thrilling and terrifying. / Ona olan hislerinin anlatılamazlığı hem heyecan verici hem de korkutucuydu.
- The indescribableness of the moment made it all the more special. / Anın anlatılamazlığı, onu daha da özel yaptı.
(Türkçe çeviriler yukarıda belirtilmiştir.)
Hemen Yorum Yaz