İndebtedness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Indebtedness Nedir?
Indebtedness, borçlu olma durumunu ifade eder. Yani, bir kişi veya kuruluşun borçlarının toplamıdır.
Örnek cümleler:
- My indebtedness is starting to worry me. (Borçlu olmam beni endişelendiriyor.)
- The country’s indebtedness is at an all-time high. (Ülkenin borçluluğu tarihi bir seviyede.)
- I can’t believe the level of my indebtedness. (Borçluluk seviyem karşısında inanamıyorum.)
- The company’s indebtedness is causing concern among investors. (Şirketin borçluluğu yatırımcılar arasında endişe yaratıyor.)
- Her indebtedness has forced her to sell her house. (Borçluluğu, evini satmak zorunda kaldırdı.)
- The country’s indebtedness has led to a decrease in public services. (Ülkenin borçluluğu kamu hizmetlerinde azalmaya neden oldu.)
- My indebtedness is preventing me from saving money. (Borçluluğum para biriktirmeme engel oluyor.)
- The company’s indebtedness has resulted in layoffs. (Şirketin borçluluğu işten çıkarmalara neden oldu.)
- He was able to pay off his indebtedness through hard work. (Sıkı çalışarak borçluluğunu ödeyebildi.)
- The government’s indebtedness is a major political issue. (Hükümetin borçluluğu büyük bir siyasi sorun.)
- My parents’ indebtedness has affected our family’s financial stability. (Ebeveynlerimin borçluluğu ailemizin mali istikrarını etkiledi.)
- The company’s indebtedness has affected its credit rating. (Şirketin borçluluğu kredi notunu etkiledi.)
- The government is struggling to reduce its indebtedness. (Hükümet, borçluluğunu azaltmak için mücadele ediyor.)
- His indebtedness has caused him to declare bankruptcy. (Borçluluğu, iflasını ilan etmesine neden oldu.)
- The company’s indebtedness has led to a decrease in investment. (Şirketin borçluluğu yatırımlarda azalmaya neden oldu.)
- The country’s indebtedness has resulted in higher taxes. (Ülkenin borçluluğu daha yüksek vergilerle sonuçlandı.)
- I’m trying to reduce my indebtedness by cutting back on expenses. (Harcamalarımı azaltarak borçluluğumu azaltmaya çalışıyorum.)
- The company’s indebtedness has led to a decrease in employee benefits. (Şirketin borçluluğu çalışanların yararlarındaki azalmaya neden oldu.)
- The government’s indebtedness has led to a decrease in public trust. (Hükümetin borçluluğu halk güveninde azalmaya neden oldu.)
- She was able to overcome her indebtedness by seeking
financial counseling. (Mali danışmanlık arayarak borçluluğunu aşabildi.)
Hemen Yorum Yaz