İnclination İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnclination İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Inclination (Eğim) İle İlgili Cümleler

İnclination kelimesi, eğim anlamına gelir. Bu kelime, fizik, matematik, coğrafya ve mühendislik gibi birçok alanda kullanılır. Aşağıda, inclination kelimesinin örnek cümlelerini görebilirsiniz:

1. The angle of inclination of the ramp is too steep for the wheelchair. (Rampa eğim açısı tekerlekli sandalye için çok dik.)
2. She has a natural inclination towards music. (O, müziğe doğal bir eğilimi var.)
3. The inclination of the Earth’s axis causes the seasons. (Dünya’nın ekseninin eğimi mevsimleri oluşturur.)
4. His inclination towards risky investments cost him a lot of money. (Riskli yatırımlara olan eğilimi ona çok para kaybettirdi.)
5. The inclination of the ladder was too high for me to climb. (Merdivenin eğimi benim tırmanmam için çok yüksekti.)
6. She has a strong inclination towards helping others. (O, diğer insanlara yardım etmeye karşı güçlü bir eğilime sahip.)
7. The inclination of the satellite’s orbit determines its path. (Uydu yörüngesinin eğimi, yolunu belirler.)
8. He showed no inclination towards compromise. (O, uzlaşmaya karşı herhangi bir eğilim göstermedi.)
9. The angle of inclination of the solar panels affects their efficiency. (Güneş panellerinin eğim açısı, verimliliklerini etkiler.)
10. I have an inclination that she’s not telling the truth. (Doğruyu söylemediğine dair bir eğilimim var.)
11. The inclination of the road caused the car to lose traction. (Yolun eğimi, arabayı çekişini kaybetmesine neden oldu.)
12. He has a natural inclination towards leadership. (O, liderliğe doğal bir eğilime sahip.)
13. The inclination of the tower is intentional for artistic effect. (Kulenin eğimi, sanatsal etki için kasıtlıdır.)
14. His inclination towards procrastination has caused him many problems. (Prokrastinasyona olan eğilimi, ona birçok sorun yarattı.)
15. The angle of inclination of the roof determines the drainage. (Çatının eğim açısı, drenajı belirler.)
16. She has an inclination towards artistic pursuits. (O, sanatsal uğraşlara doğru bir eğilime sahip.)
17. The inclination of the plane’s wings allows it to fly. (Uçağın kanatlarının eğimi, uçmasına izin verir.)
18. He has an inclination towards exaggeration. (O, abartmaya eğilimlidir.)
19. The angle of inclination of the ski slope was too steep for me to handle. (Kayak pistinin eğim açısı benim için çok dikti.)
20. Her inclination towards detail-oriented work makes her a good accountant. (Ayrıntı odaklı işlere eğilimi, on

unun iyi bir muhasebeci olmasını sağlar.)