İncapacitate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İncapacitate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İncapacitate İle İlgili Cümleler

İncapacitate, “hareket etme, çalışma veya düşünme yeteneğini geçici veya kalıcı olarak ortadan kaldırmak veya azaltmak” anlamına gelir. İşte İngilizce cümle içinde incapacitate kelimesinin kullanıldığı 20 örnek:

  1. The injury to his leg incapacitated him for weeks. (Bacağındaki yaralanma haftalarca onu iş yapamaz hale getirdi.)
  2. A power outage incapacitated the entire city for several hours. (Elektrik kesintisi şehri birkaç saat boyunca çalışamaz hale getirdi.)
  3. The virus incapacitated him, leaving him bedridden for days. (Virüs onu iş yapamaz hale getirdi ve günlerce yatağa mahkum etti.)
  4. The lack of funding could incapacitate the project. (Fon eksikliği proje çalışmalarını sekteye uğratabilir.)
  5. The enemy’s attack incapacitated many soldiers. (Düşmanın saldırısı birçok askeri iş yapamaz hale getirdi.)
  6. The medication temporarily incapacitated his ability to drive. (İlaç geçici olarak sürüş yeteneğini ortadan kaldırdı.)
  7. A broken arm incapacitated him from playing sports for months. (Kırık kol birkaç ay boyunca spor yapmasını engelledi.)
  8. The earthquake incapacitated the city’s infrastructure. (Deprem şehir altyapısını çalışamaz hale getirdi.)
  9. The CEO’s illness incapacitated him from leading the company. (CEO’nun hastalığı şirketi yönetmesini engelledi.)
  10. A severe migraine can incapacitate a person for hours. (Şiddetli migren bir kişiyi saatlerce iş yapamaz hale getirebilir.)
  11. The software bug incapacitated the entire system. (Yazılım hatası tüm sistemi iş yapamaz hale getirdi.)
  12. The storm incapacitated the transportation network. (Fırtına ulaşım ağını çalışamaz hale getirdi.)
  13. The gunshot wound incapacitated him permanently. (Silah yarası onu kalıcı olarak iş yapamaz hale getirdi.)
  14. The lack of sleep incapacitated his ability to focus. (Uyku eksikliği konsantrasyon yeteneğini ortadan kaldırdı.)
  15. A stroke can incapacitate a person’s ability to speak. (İnme bir kişinin konuşma yeteneğini ortadan kaldırabilir.)
  16. A broken hip can incapacitate an elderly person. (Kırık kalça yaşlı bir kişiyi iş yapamaz hale getirebilir.)
  17. The food poisoning incapacitated the entire team. (Gıda zehirlenmesi tüm ekibi iş yapamaz hale getirdi.)
  18. The hacker’s attack incapacitated the website for hours. (Hacker’ın saldırısı birkaç saat boyunca web sitesini çalışamaz hale getirdi.)
  19. The lack of proper training could incapacitate a new employee. (Yeterli eğitim eks
  1. … eksikliği yeni bir çalışanın iş yapma yeteneğini ortadan kaldırabilir.)
  2. A malfunctioning machine can incapacitate a factory’s production. (Arızalı bir makine fabrikanın üretimini engelleyebilir.)

Bu örneklerde görüldüğü gibi, incapacitate kelimesi genellikle fiziksel yaralanma, hastalık, doğal afetler veya teknik sorunlar gibi sebeplerle kullanımı engellenen veya azaltılan durumları ifade etmek için kullanılır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.