İnability İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnability İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Inability İle İlgili Cümleler

Inability, Türkçe’de “yetersizlik, acizlik” anlamına gelir. İşte, bu kelimeyi İngilizce cümleler içinde kullanarak örnekler:

  1. My inability to swim has always held me back from joining my friends at the beach. (Yüzme konusundaki yetersizliğim, arkadaşlarımla plaja gitmekten hep beni alıkoymuştu.)

  2. The company’s inability to meet its financial targets has resulted in a loss of investor confidence. (Şirketin finansal hedeflerini karşılayamama yetersizliği, yatırımcı güveninin kaybına neden oldu.)

  3. His inability to control his temper has caused problems in his personal relationships. (Öfkesini kontrol edememe yetersizliği, kişisel ilişkilerinde sorunlara neden oldu.)

  4. The child’s inability to tie his shoelaces frustrated him. (Çocuğun bağcıklarını bağlayamama yetersizliği, onu hayal kırıklığına uğrattı.)

  5. Her inability to speak Spanish made it difficult for her to communicate with the locals. (İspanyolca konuşamama yetersizliği, yerlilerle iletişim kurmasını zorlaştırdı.)

  6. The athlete’s inability to recover from his injury forced him to withdraw from the competition. (Sakatlığından tamamen kurtulamama yetersizliği, sporcunun yarışmadan çekilmesine neden oldu.)

  7. My inability to concentrate in a noisy environment makes it difficult for me to study in coffee shops. (Gürültülü bir ortamda odaklanamama yetersizliğim, kahve dükkanlarında çalışmamı zorlaştırıyor.)

  8. The company’s inability to adapt to changing market conditions led to its downfall. (Değişen piyasa koşullarına uyum sağlayamama yetersizliği, şirketin çöküşüne yol açtı.)

  9. Her inability to make decisions quickly often resulted in missed opportunities. (Hızlı karar verememe yetersizliği, sıklıkla fırsatların kaçırılmasına neden oldu.)

  10. The student’s inability to understand the lesson prompted her to ask for extra help. (Dersi anlayamama yetersizliği, öğrencinin ek yardım istemesine neden oldu.)

  11. His inability to read social cues made him seem awkward in social situations. (Sosyal ipuçlarını okuyamama yetersizliği, onu sosyal durumlarda garip görünmesine neden oldu.)

  12. The company’s inability to innovate left it behind its competitors. (Yenilik yapamama yetersizliği, şirketi rakiplerinin gerisinde bıraktı.)

  13. Her inability to handle stress caused

health problems. (Stresle başa çıkamama yetersizliği, sağlık sorunlarına neden oldu.)

  1. The athlete’s inability to follow the coach’s instructions resulted in poor performance. (Antrenörün talimatlarını takip edememe yetersizliği, sporcunun kötü performansına neden oldu.)

  2. The employee’s inability to meet deadlines led to his termination. (Süresi dolan işleri yetiştirememe yetersizliği, çalışanın işten çıkarılmasına neden oldu.)

  3. His inability to express his emotions made it difficult for his partner to understand him. (Duygularını ifade edememe yetersizliği, partnerinin onu anlamasını zorlaştırdı.)

  4. The company’s inability to provide good customer service led to a decline in sales. (İyi müşteri hizmeti sunamama yetersizliği, satışlarda bir düşüşe neden oldu.)

  5. Her inability to remember names made networking events a challenge. (İsimleri hatırlayamama yetersizliği, ağ oluşturma etkinliklerini zorlaştırdı.)

  6. The artist’s inability to find inspiration hindered his creativity. (İlham bulamama yetersizliği, sanatçının yaratıcılığını engelledi.)

  7. The student’s inability to grasp the concept resulted in poor grades. (Kavramı anlayamama yetersizliği, öğrencinin kötü not almasına neden oldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.