İn The Public Eye İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İn The Public Eye İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İn The Public Eye

İn The Public Eye, Türkçe karşılığı ile “Kamuoyu önünde” anlamına gelir. Bu ifade, bir kişinin veya bir şeyin halkın dikkatine sunulduğunu, halkın takdirine sunulduğunu veya halkın önünde göründüğünü ifade etmek için kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. The celebrity has been in the public eye for decades. (Ünlü yıllardır kamunun dikkatinde.)
  2. Politicians are always in the public eye. (Politikacılar her zaman kamuoyunun dikkatinde.)
  3. After the scandal, the company was in the public eye. (Skandalın ardından şirket kamuoyunun dikkatine girdi.)
  4. The athlete’s actions put him in the public eye. (Sporcu eylemleriyle kamunun dikkatini çekti.)
  5. The artist enjoyed being in the public eye. (Sanatçı, kamunun dikkatini çekmekten keyif aldı.)
  6. The company’s new product has been in the public eye for weeks. (Şirketin yeni ürünü haftalardır kamunun dikkatinde.)
  7. The politician’s speech was in the public eye due to its controversial nature. (Politikacının konuşması tartışmalı olması nedeniyle kamuoyunun dikkatine girdi.)
  8. The scandal kept the actress in the public eye for months. (Skandal, oyuncuyu aylarca kamunun dikkatinde tuttu.)
  9. The company’s CEO tries to avoid being in the public eye. (Şirketin CEO’su kamunun dikkatinden kaçınmaya çalışıyor.)
  10. The singer was uncomfortable with being in the public eye all the time. (Şarkıcı, sürekli kamunun dikkatinde olmaktan rahatsızdı.)
  11. The book’s success put the author in the public eye. (Kitabın başarısı yazarı kamunun dikkatine çıkardı.)
  12. The scandal brought the politician back into the public eye. (Skandal politikacıyı yeniden kamunun dikkatine getirdi.)
  13. The movie’s controversy kept it in the public eye for weeks. (Filmin tartışması haftalarca kamunun dikkatinde kaldı.)
  14. The company’s public relations team works to keep the brand in the public eye. (Şirketin halkla ilişkiler ekibi, markayı kamunun dikkatinde tutmak için çalışıyor.)
  15. The charity event put the organization in the public eye. (Bağış etkinliği, organizasyonu kamunun dikkatine çıkardı.)
  16. The athlete’s injury put him back in the public eye. (Sporcu yaralanmasıyla yeniden kamunun dikkatine geldi.)
  17. The politician’s personal life kept him in the public eye. (Politikacının özel hayatı onu kamunun dikkatinde tuttu.)
  18. The artist’s latest work has been in the public eye for weeks. (Sanatçının son

eseri haftalardır kamunun dikkatinde.)
19. The company’s announcement put it in the public eye. (Şirketin duyurusu kamunun dikkatine çıktı.)

  1. The scandal caused the company to be in the public eye for all the wrong reasons. (Skandal, şirketin yanlış nedenlerle kamunun dikkatine girmesine neden oldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.