İlluminate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Illuminate
Türkçe Anlamı: Aydınlatmak, ışıklandırmak
- The candles on the cake illuminated the room. (Mumlar odayı aydınlatmıştı.)
- The stage was illuminated by colorful lights. (Sahne renkli ışıklarla aydınlatıldı.)
- The car’s headlights illuminated the road. (Arabanın farları yolunu aydınlattı.)
- The bright sun illuminated the entire valley. (Parlayan güneş tüm vadileri aydınlattı.)
- The lighthouse illuminates the sea at night. (Fener gece denizi aydınlatır.)
- The street lights illuminate the city at night. (Sokak lambaları şehri gece aydınlatır.)
- The fireworks illuminated the night sky. (Havai fişekler gece gökyüzünü aydınlattı.)
- The moon illuminated the dark forest. (Ay karanlık ormanı aydınlattı.)
- The flashlight illuminated the dark room. (El feneri karanlık odanın içini aydınlattı.)
- The stage was beautifully illuminated with different colors. (Sahne farklı renklerle güzel bir şekilde aydınlatıldı.)
- The museum exhibits were perfectly illuminated for viewing. (Müze sergileri görüntüleme için mükemmel şekilde aydınlatılmıştı.)
- The chandelier illuminated the dining room. (Avize yemek odasını aydınlattı.)
- The floodlights illuminated the football stadium. (Fenerler futbol stadyumunu aydınlattı.)
- The light bulb illuminated the small room. (Ampul küçük odanın içini aydınlattı.)
- The neon sign illuminated the entrance of the bar. (Neon tabela bara girişi aydınlattı.)
- The stars illuminated the night sky. (Yıldızlar gece gökyüzünü aydınlattı.)
- The sunrise illuminated the beach. (Güneş doğuşu plajı aydınlattı.)
- The artist used light to illuminate his sculpture. (Sanatçı heykelini aydınlatmak için ışık kullandı.)
- The candles illuminated the bride’s face. (Mumlar gelinin yüzünü aydınlattı.)
- The stage was perfectly illuminated to highlight the performers. (Sahne performansları vurgulamak için mükemmel şekilde aydınlatılmıştı.)
- The museum used innovative lighting techniques to illuminate the artwork. (Müze, sanat eserlerini aydınlatmak için yenilikçi aydınlatma teknikleri kullandı.)
- The photographer used natural light to beautifully illuminate the model’s face. (Fotoğrafçı, modelin yüzünü güzel bir şekilde aydınlatmak için doğal ışık kullandı.)
- The city installed new street lights to better illuminate the neighborhoods. (Şehir, mahalleleri daha iyi aydınlatmak için yeni sokak lambaları kurdu.)
- The candles illuminated the church during the power outage. (Elektrik kesintisi sırasında mumlar kiliseyi aydınlattı.)
- The architect carefully planned the lighting design to perfectly illuminate the building’s unique features. (Mimar, binanın benzersiz özelliklerini mükemmel bir şekilde aydınlatmak için aydınlatma tasarımını dikkatle planladı.)
- The stage was illuminated with spotlights to create a dramatic effect. (Sahne, dramatik bir etki yaratmak için spot ışıklarıyla aydınlatıldı.)
- The streetlights were replaced with energy-efficient LED lights to illuminate the city while conserving energy. (Sokak lambaları, enerjiyi korurken şehri aydınlatmak için enerji verimli LED ışıklarla değiştirildi.)
- The fireworks illuminated the sky in celebration of the national holiday. (Milli bayram kutlaması için havai fişekler gökyüzünü aydınlattı.)
- The photographer adjusted the camera’s settings to properly illuminate the dark room. (Fotoğrafçı, karanlık odanın doğru şekilde aydınlatılması için kameranın ayarlarını ayarladı.)
- The car’s dashboard illuminated with warning lights when the engine overheated. (Arabanın motoru aşırı ısındığında uyarı ışıklarıyla birlikte arabanın gösterge paneli aydınlandı.)
Hemen Yorum Yaz