İffy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
İffy
İngilizce anlamı: belirsiz, şüpheli, güvenilmez
İffy kelimesi belirsizlik, şüphe veya güvenilmezlik anlamını ifade eder. Aşağıda, “iffy” kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle verilmiştir:
- The weather looks a bit iffy for our picnic tomorrow. (Yarınki piknik için hava biraz belirsiz görünüyor.)
- I have an iffy feeling about this deal. (Bu anlaşma hakkında şüpheli bir hissim var.)
- His excuse sounded iffy to me. (Bahanesi bana güvenilmez geldi.)
- The food at that restaurant is a bit iffy. (O restorandaki yemekler biraz şüpheli.)
- The company’s financial situation is looking iffy. (Şirketin mali durumu belirsiz görünüyor.)
- I wouldn’t trust him, he seems a bit iffy. (Ona güvenmezdim, biraz şüpheli görünüyor.)
- The car’s brakes felt iffy, so I took it to the mechanic. (Arabanın frenleri güvenilmez hissettirdiği için tamirciye götürdüm.)
- The validity of his argument was iffy at best. (En iyimser senaryoda bile, argümanının geçerliliği şüpheliydi.)
- I’m not sure about this plan, it seems iffy. (Bu plan hakkında emin değilim, belirsiz görünüyor.)
- The stock market has been iffy lately. (Borsa son zamanlarda belirsiz bir durumda.)
- The test results were iffy, so I had to retake it. (Test sonuçları şüpheliydi, bu yüzden yeniden almak zorunda kaldım.)
- I have an iffy memory, so I always take notes. (Belleğim biraz güvenilmez olduğu için her zaman not alırım.)
- The source of the information seems iffy, so we need to verify it. (Bilginin kaynağı şüpheli görünüyor, bu yüzden doğrulamamız gerekiyor.)
- The bus schedule is a bit iffy, so we should check the times. (Otobüs saatleri biraz belirsiz, bu yüzden zamanları kontrol etmeliyiz.)
- The deal seemed iffy from the start, so I didn’t pursue it. (Anlaşma baştan beri şüpheli görünüyordu, bu yüzden takip etmedim.)
- I don’t like the iffy tone of his voice, it makes me uneasy. (Ses tonundaki belirsizlik hoşuma gitmiyor, rahatsız ediyor beni.)
- The weather forecast was iffy, but we decided to go on the hike anyway. (Hava tahmini belirsizdi, ama yine de yürüyüşe gitmeye karar verdik.)
- I had an iffy experience at that restaurant before, so I don’t want to go back. (O restoranda önceki deneyimim ş
üpheliydi, bu yüzden geri gitmek istemiyorum.)
19. The website’s security seemed iffy, so I didn’t enter my personal information. (Web sitesinin güvenliği şüpheli görünüyordu, bu yüzden kişisel bilgilerimi girmedim.)
- The politician’s promises were iffy at best, so I didn’t vote for him. (Politikacının vaatleri en iyimser senaryoda bile şüpheliydi, bu yüzden ona oy vermedim.)
(Türkçe karşılıklar kalın ve siyah yazılmıştır.)
Not: Örnek cümlelerde “iffy” kelimesinin anlamını belirtmek için farklı kelimeler kullanılmıştır. Ancak hepsi “belirsizlik, şüphe veya güvenilmezlik” anlamını ifade etmektedir.
Hemen Yorum Yaz