Hurtle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hurtle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hurtle

Türkçe Anlamı: hızla ilerlemek, çarpmak

1. The car was hurtling down the highway. (Araba otoyolda hızla ilerliyordu.)
2. The asteroid hurtled towards the earth. (Asteroit dünyaya doğru çarpıyordu.)
3. The train hurtled past the station. (Tren istasyonun önünden hızla geçti.)
4. The football hurtled into the net. (Futbol topu ağlara çarptı.)
5. The rollercoaster hurtled down the steep hill. (Lunapark treni dik yokuşu aşağı hızla gidiyordu.)
6. The runner hurtled towards the finish line. (Koşucu bitiş çizgisine doğru hızla ilerliyordu.)
7. The fighter jets hurtled towards the enemy base. (Savaş uçakları düşman üssüne doğru hızla ilerledi.)
8. The cyclist hurtled down the mountain road. (Bisikletçi dağ yolu aşağı hızla iniyordu.)
9. The hailstones hurtled down from the sky. (Dolu taneleri gökten hızla yağıyordu.)
10. The skateboarder hurtled down the half-pipe. (Kaykaycı yarım boruda hızla kayıyordu.)
11. The car hurtled into the wall. (Araba duvara çarptı.)
12. The waves hurtled against the rocks. (Dalgalar kayalıklara çarptı.)
13. The soccer ball hurtled out of bounds. (Futbol topu saha dışına çıktı.)
14. The boulder hurtled down the hillside. (Kaya parçası yamaçtan aşağı doğru hızla düştü.)
15. The helicopter hurtled towards the landing pad. (Helikopter iniş platformuna doğru hızla yaklaştı.)
16. The thunderstorm hurtled through the city. (Fırtına şehirde hızla ilerledi.)
17. The sprinter hurtled over the hurdles. (Koşucu engellerin üzerinden hızla atladı.)
18. The satellite hurtled through space. (Uydu uzayda hızla ilerliyordu.)
19. The snowball hurtled down the hill, gaining speed. (Kardan adam topu yamaçtan hızla kayarak ilerledi.)
20. The car hurtled towards the cliff, but the driver managed to stop it just in time. (Araba uçuruma doğru hızla gidiyordu, ama sürücü zamanında durdurmayı başardı.)

21. The basketball hurtled through the hoop, scoring a point. (Basketbol topu çemberden hızla geçerek sayı kazandı.)
22. The tornado hurtled through the town, causing destruction. (Tornado kasabada hızla geçerek yıkıma neden oldu.)
23. The sprinter hurtled towards the finish line, determined to win. (Koşucu bitiş çizgisine doğru kazanmak için hızla ilerliyordu.)
24. The car hurtled towards the intersection, narrowly avoiding a collision. (Araba kavşağa doğru hızla gidiyordu, dar bir şekilde çarpışmadan kurtuldu.)
25. The skier hurtled down the slope, feeling the rush of the wind. (Kayakçı yokuş aşağı hızla kayarken, rüzgarın hızını hissetti.)
26. The snowboarder hurtled off the ramp, performing a spectacular trick. (Snowboardcu rampadan hızla atladı ve harika bir hareket yaptı.)
27. The ambulance hurtled through traffic with its sirens blaring. (Ambulans sireni çalarak trafiğin arasından hızla geçti.)
28. The spaceship hurtled through the galaxy at light speed. (Uzay gemisi ışık hızında galaksiden hızla geçti.)
29. The bicycle hurtled down the hill, its brakes failing. (Bisiklet yokuş aşağı hızla kayarken frenleri bozuldu.)
30. The soccer player hurtled towards the ball, hoping to score. (Futbolcu topa doğru hızla ilerliyordu, gol atmayı umarak.)