Hum İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hum İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hum İle İlgili Cümleler

Hum kelimesi “nem” anlamına gelir. İngilizce cümlelerde hum kelimesinin kullanımına örnekler:

1. The air was filled with the hum of insects. (Hava böceklerinin uğultusuyla doluydu.)
2. The hum of the fans made it difficult to hear the speaker. (Fanların uğultusu, konuşmacıyı duymayı zorlaştırdı.)
3. The hum of the refrigerator was soothing. (Buzdolabının uğultusu rahatlatıcıydı.)
4. The hum of the engine could be heard from miles away. (Motorun uğultusu mil uzaklıktan duyulabilir.)
5. The hum of the machines in the factory was deafening. (Fabrikadaki makinelerin uğultusu sağır ediciydi.)
6. The hum of the air conditioning unit was a welcome sound on a hot day. (Klimanın uğultusu sıcak bir günde hoş bir ses oldu.)
7. The hum of the city was constant and never-ending. (Şehrin uğultusu sürekli ve bitmek bilmezdi.)
8. The hum of the crowd at the concert was exhilarating. (Konserdeki kalabalığın uğultusu heyecan vericiydi.)
9. The hum of the bees was a sign that spring had arrived. (Arıların uğultusu baharın geldiğinin işaretiydi.)
10. The hum of the computer indicated that it was working properly. (Bilgisayarın uğultusu, düzgün çalıştığını gösteriyordu.)
11. The hum of the ocean was calming. (Denizin uğultusu sakinleştiriciydi.)
12. The hum of the wind in the trees was a soothing sound. (Ağaçlardaki rüzgarın uğultusu rahatlatıcı bir sestir.)
13. The hum of the electric toothbrush woke me up. (Elektrikli diş fırçasının uğultusu beni uyandırdı.)
14. The hum of the airplane engine made me nervous. (Uçak motorunun uğultusu beni endişelendirdi.)
15. The hum of the power lines could be heard from far away. (Elektrik tellerinin uğultusu uzaktan duyulabilirdi.)
16. The hum of the refrigerator meant that it was time to get groceries. (Buzdolabının uğultusu, markete gitme zamanı olduğunu gösteriyordu.)
17. The hum of the air purifier improved the air quality in the room. (Hava temizleyicinin uğultusu, odadaki hava kalitesini iyileştirdi.)
18. The hum of the street vendors selling their wares was a familiar sound. (Satıcıların ürünlerini sattıkları sokaklardaki uğultu tanıdık bir sesti.)
19. The hum of the generators provided power during the blackout. (Jeneratörlerin uğultusu, elektrik kesintisi sırasında enerji sağladı.)
20. The hum of the cicadas was a sure sign that summer had arrived. (Çekirgelerin

uğultusu yazın geldiğinin kesin bir işaretiydi.)

Bu cümlelerde “hum” kelimesi genellikle bir sesi tanımlamak için kullanılır. Bu sesler doğal veya yapay olabilir ve farklı hisler yaratabilirler.