Hothead İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Hothead
Hothead, Türkçe anlamıyla “çabuk kızan, öfkeli kimse” anlamına gelir. Aşağıda hothead kelimesinin İngilizce cümle içinde kullanımına örnekler verilmiştir.
- My boss is a hothead and always loses his temper. (Patronum çabuk kızan biri ve her zaman sinirleniyor.)
- You need to learn to control your temper, otherwise people will think you’re a hothead. (Öfkene hakim olmayı öğrenmelisin, aksi takdirde insanlar seni çabuk kızan biri olarak düşünebilirler.)
- He’s such a hothead that he got into a fight with his neighbor over a parking spot. (O kadar çabuk kızar ki, park yeri yüzünden komşusuyla kavga etti.)
- I don’t want to work with him anymore – he’s too much of a hothead. (Artık onunla çalışmak istemiyorum – o çabuk kızan biri.)
- Her hotheadedness often gets her into trouble. (Onun çabuk kızan tavırları sık sık sorun yaratır.)
- He’s a talented player, but his hotheadedness often gets him sent off the field. (Yetenekli bir oyuncu ama çabuk kızan yapısı sık sık sahadan atılmasına neden oluyor.)
- I can’t work with a hothead like him – he’s always yelling and throwing things. (Onun gibi bir çabuk kızanla çalışamam – her zaman bağırıp şeyleri fırlatıyor.)
- His hotheadedness caused him to say something he regretted later. (Çabuk kızan yapısı onun daha sonra pişman olacağı bir şey söylemesine neden oldu.)
- She’s not a hothead, but she can be very stubborn at times. (O çabuk kızan biri değil ama bazen çok inatçı olabiliyor.)
- I can’t stand his hotheadedness – he always ruins our plans. (Onun çabuk kızan tavırlarını tahammül edemiyorum – her zaman planlarımızı bozuyor.)
- His hotheadedness is a major problem in our relationship. (Onun çabuk kızan yapısı ilişkimizde büyük bir sorun.)
- I don’t know how to deal with his hotheadedness. (Onun çabuk kızan yapısını nasıl yöneteceğimi bilmiyorum.)
- Her hotheadedness sometimes scares me. (Onun çabuk kızan yapısı bazen beni korkutuyor.)
- I wish he could learn to control his hotheadedness. (Keşke çabuk kızan yapısını kontrol etmeyi öğrenebilseydi.)
- His hotheadedness is a liability in his line of work. (Çabuk kızan yapısı işi açısından bir dezavantaj.)
- I’m tired of dealing with his hotheadedness all the time. (Sürekli onun çabuk kızan tav
rından bıktım.)
17. She’s a hothead, but she’s also fiercely loyal to her friends. (O çabuk kızan biri ama arkadaşlarına karşı da son derece sadık.)
- I don’t know how to approach his hotheadedness without making things worse. (Nasıl yaklaşacağımı bilmiyorum çünkü çabuk kızan yapısı şeyleri daha da kötüleştiriyor.)
- His hotheadedness has gotten him into trouble with the law before. (Çabuk kızan yapısı daha önce yasayla başı belaya girdi.)
- I understand he can be a hothead, but that’s no reason to treat him unfairly. (Anlıyorum çabuk kızan biri olabilir ama bu ona haksız davranmak için bir neden değil.)
Hemen Yorum Yaz