Hoot İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hoot İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hoot kelimesinin Türkçe Anlamı


Hoot kelimesi İngilizce’de “baykuş ötüşü” anlamına gelir. Aynı zamanda “dalga geçmek, alay etmek” gibi anlamlara da sahiptir.

Örnek Cümleler:


1. The hoot of an owl could be heard in the distance. (Bir baykuşun ötüşü uzaklardan duyulabiliyordu.)
2. We were awakened by the hoot of a train passing by. (Geçen trenin ötüşüyle uyandık.)
3. The hoot of laughter could be heard from the other room. (Diğer odadan alaycı kahkaha sesleri duyuluyordu.)
4. I can’t believe you fell for his hoots. (Onun alaylarına inandığına inanamıyorum.)
5. He gave a hoot about the environment. (Çevre hakkında umursamıyor.)
6. She let out a hoot of excitement when she won the game. (Oyunu kazandığında heyecanla bağırdı.)
7. The comedian’s hoots had the audience in stitches. (Komedyenin alayları izleyicileri kırıp geçirdi.)
8. The car’s hoot startled the pedestrians. (Arabanın kornası yaya geçidindekileri ürküttü.)
9. The students hooted and jeered as the teacher left the classroom. (Öğretmen sınıftan çıkarken öğrenciler alay edip yuhaladılar.)
10. The hoot of the referee’s whistle signaled the end of the game. (Hakemin düdüğünün ötüşü oyunun sonunu işaret etti.)
11. She let out a hoot of frustration when the computer crashed. (Bilgisayar çöktüğünde hayal kırıklığıyla bağırdı.)
12. The children hooted with joy as they rode the rollercoaster. (Çocuklar roller coasterda giderken sevinçle bağırdılar.)
13. The protesters hooted and chanted outside the government building. (Protestocular hükümet binasının önünde bağırdılar ve şarkı söylediler.)
14. I don’t give a hoot what he thinks. (Onun ne düşündüğüne umursamıyorum.)
15. The hoot of the ship’s horn echoed across the harbor. (Gemilerin kornasının ötüşü limanda yankılandı.)
16. The hoot of an ambulance could be heard in the distance. (Uzaklardan bir ambulansın ötüşü duyulabiliyordu.)
17. The owl gave a hoot as it flew away. (Baykuş uçarken ötüş verdi.)
18. The audience gave a hoot of approval after the performance. (Performansın ardından izleyiciler onaylama bağrışı attı.)
19. The politician’s speech was met with hoots and boos from the crowd. (Politikacının konuşması kalabalık tarafından alay edilerek karşıland

  1. She didn’t care about the hoots and criticisms from her peers, and continued pursuing her dreams. (Arkadaşlarından gelen alaycı sözlere ve eleştirilere aldırış etmeden, hayallerini takip etmeye devam etti.)

Türkçe Karşılıkları:

  1. Bir baykuşun ötüşü uzaklardan duyulabiliyordu.
  2. Geçen trenin ötüşüyle uyandık.
  3. Diğer odadan alaycı kahkaha sesleri duyuluyordu.
  4. Onun alaylarına inandığına inanamıyorum.
  5. Çevre hakkında umursamıyor.
  6. Oyunu kazandığında heyecanla bağırdı.
  7. Komedyenin alayları izleyicileri kırıp geçirdi.
  8. Arabanın kornası yaya geçidindekileri ürküttü.
  9. Öğretmen sınıftan çıkarken öğrenciler alay edip yuhaladılar.
  10. Hakemin düdüğünün ötüşü oyunun sonunu işaret etti.
  11. Bilgisayar çöktüğünde hayal kırıklığıyla bağırdı.
  12. Çocuklar roller coasterda giderken sevinçle bağırdılar.
  13. Protestocular hükümet binasının önünde bağırdılar ve şarkı söylediler.
  14. Onun ne düşündüğüne umursamıyorum.
  15. Gemilerin kornasının ötüşü limanda yankılandı.
  16. Uzaklardan bir ambulansın ötüşü duyulabiliyordu.
  17. Baykuş uçarken ötüş verdi.
  18. Performansın ardından izleyiciler onaylama bağrışı attı.
  19. Politikacının konuşması kalabalık tarafından alay edilerek karşılandı.
  20. Arkadaşlarından gelen alaycı sözlere ve eleştirilere aldırış etmeden, hayallerini takip etmeye devam etti.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.