Hoodlum İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hoodlum İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hoodlum (Mahluk hayvan)

Hoodlum, genellikle şiddet ve suç faaliyetleriyle ilişkilendirilen bir terimdir.

Örnek Cümleler:

1. The police arrested a group of hoodlums who were vandalizing the store. (Polis, dükkana zarar veren bir grup hoodlum’u tutukladı.)
2. I don’t want to walk through that neighborhood at night because of all the hoodlums. (O mahallede gece yürümek istemiyorum çünkü tüm hoodlumlar yüzünden.)
3. The school hired extra security to prevent any hoodlums from entering the campus. (Okul, kampüse girmesini önlemek için ekstra güvenlik görevlisi tuttu.)
4. The hoodlums threatened the shop owner with a knife to steal money from the cash register. (Hoodlumlar, para kasasından para çalmak için dükkan sahibini bıçakla tehdit ettiler.)
5. The police are investigating the connection between the hoodlums and the recent string of burglaries in the area. (Polis, hoodlumlar ile bölgedeki son soygunlar arasındaki bağlantıyı araştırıyor.)
6. The mayor promised to crack down on hoodlums who are disrupting the peace in the city. (Belediye başkanı, şehirde huzuru bozan hoodlumların üstüne gitmeyi vaat etti.)
7. The hoodlums were caught on camera breaking into the car parked on the street. (Hoodlumlar, sokakta park edilmiş arabaya zorla girdikleri kamera tarafından kaydedildi.)
8. The residents of the neighborhood formed a neighborhood watch group to keep an eye on any hoodlum activity. (Mahalle sakinleri, herhangi bir hoodlum aktivitesini izlemek için bir mahalle izleme grubu oluşturdular.)
9. The shopkeeper called the police when he saw a group of hoodlums loitering outside his store. (Dükkan sahibi, dükkanının dışında dolaşan bir grup hoodlum’u görünce polisi aradı.)
10. The hoodlums were sentenced to jail for their involvement in the robbery. (Hoodlumlar, soyguna karıştıkları için hapishaneye mahkum edildi.)
11. The police used tear gas to disperse the hoodlums who were throwing rocks at the officers. (Polis, memurlara taş atan hoodlumları dağıtmak için göz yaşartıcı gaz kullandı.)
12. The school principal suspended the hoodlums who were caught bullying other students. (Okul müdürü, diğer öğrencilere zorbalık yapan hoodlumları uzaklaştırdı.)
13. The residents reported the hoodlum activity to the police, who quickly responded to the scene. (Mahalle sakinleri, hoodlum faaliyetlerini polise bildirdi ve polis hızla olay yerine geldi.)
14. The hoodlums stole several valuable items from the jewelry store before fleeing the scene. (Hoodlumlar, olay yerinden kaçmadan önce mücevher

mağazasından birkaç değerli eşya çaldılar.)
15. The police are working to identify the hoodlums responsible for the recent spate of carjackings in the area. (Polis, bölgedeki son arabaların çalınması olaylarının sorumlusu olan hoodlumları tespit etmek için çalışıyor.)

16. The shop owner installed security cameras to deter any potential hoodlum activity. (Dükkan sahibi, herhangi bir potansiyel hoodlum aktivitesini caydırmak için güvenlik kameraları taktı.)
17. The hoodlums fled the scene when they heard the police sirens approaching. (Hoodlumlar, polis sireni yaklaştığında olay yerinden kaçtılar.)
18. The community held a meeting to discuss ways to prevent hoodlum activity in the area. (Topluluk, bölgedeki hoodlum aktivitelerini önlemek için yolları tartışmak için bir toplantı düzenledi.)
19. The shopkeeper was assaulted by a group of hoodlums who were trying to steal from his store. (Dükkan sahibi, dükkanından çalmaya çalışan bir grup hoodlum tarafından saldırıya uğradı.)
20. The city council passed a new law that imposes stricter penalties on hoodlums who commit violent crimes. (Belediye meclisi, şiddetli suç işleyen hoodlumlar üzerinde daha sıkı cezalar uygulayan yeni bir yasa çıkardı.)