Honourable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Honourable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Honourable kelimesinin Türkçe anlamı:

Onurlu, saygın, şerefli, değerli gibi anlamları olan bir sıfat.

Örnek cümleler:

1. The Honourable judge will preside over the trial. (Saygın hakim, davaya başkanlık edecek.)
2. He is an Honourable man who always keeps his word. (O, her zaman sözünde duran onurlu bir adamdır.)
3. The Honourable Minister of Education gave a speech at the conference. (Eğitim Bakanı Saygın Bakan, konferansta bir konuşma yaptı.)
4. It is an Honourable profession to be a doctor. (Doktor olmak onurlu bir meslektir.)
5. The Honourable Member of Parliament spoke in favour of the new law. (Milletvekili Saygın Üye, yeni yasa lehine konuştu.)
6. She was awarded the Honourable Order of Canada for her contributions to the arts. (Sanata katkılarından dolayı Onurlu Kanada Nişanı ile ödüllendirildi.)
7. The Honourable Mayor welcomed the guests to the city. (Saygın Belediye Başkanı, misafirleri şehre hoş geldiniz dedi.)
8. He was given the title of Honourable Knight for his services to the country. (Ülkeye hizmetleri nedeniyle Onurlu Şövalye unvanı verildi.)
9. The Honourable Ambassador represented his country at the international summit. (Saygın Büyükelçi, uluslararası zirvede ülkesini temsil etti.)
10. She received an Honourable Mention for her performance in the competition. (Yarışmadaki performansı nedeniyle Onurlu Bahis aldı.)
11. The Honourable CEO of the company made an announcement about their new product. (Şirketin Saygın CEO’su, yeni ürünleri hakkında bir açıklama yaptı.)
12. He was greeted with Honourable salutes as he entered the military base. (Askeri üsse girdiğinde Onurlu selamlarla karşılandı.)
13. The Honourable guest of honour cut the ribbon to officially open the new building. (Saygın konuk, yeni binayı resmen açmak için kurdeleyi kesti.)
14. He was given an Honourable discharge from the army for his exemplary service. (Örnek hizmetleri nedeniyle askerden Onurlu taburcu edildi.)
15. The Honourable President of the company announced a new charitable initiative. (Şirketin Saygın Başkanı, yeni bir hayırsever girişim duyurdu.)
16. She received an Honourable scholarship for her academic achievements. (Akademik başarıları nedeniyle Onurlu burs aldı.)
17. The Honourable judge sentenced the criminal to life in prison. (Suçluyu ömür boyu hapis cezasına çarptıran Saygın hakim.)
18. He was appointed an Honourable member of the board of directors. (Yönetim kurulunun Onurlu bir üyesi olarak atandı.)
19. The Honourable teacher was known for

her dedication to her students and passion for education. (Öğrencilerine olan bağlılığı ve eğitime olan tutkusuyla tanınan Onurlu öğretmen.)
20. The Honourable recipient of the award gave a heartfelt speech thanking everyone who supported her. (Ödülün sahibi Saygın alıcı, kendisini destekleyen herkese teşekkür eden içten bir konuşma yaptı.)