Homogeneity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Homogeneity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Homogeneity

Homogeneity, aynı veya benzer niteliklere sahip olma durumudur.

1. The samples must be homogenous before we can proceed with the experiment.
   (Örnekler deneyimize devam etmeden önce homojen olmalıdır.)

2. The homogeneity of the soil samples was checked before planting.
   (Toprağı örneklemeden önce homojenliği kontrol edildi.)

3. Homogeneity of the paint mixture is important to get the right color.
   (Boya karışımının homojenliği, doğru rengi elde etmek için önemlidir.)

4. The homogeneity of the population was taken into account when conducting the survey.
   (Anket yapılırken, nüfusun homojenliği dikkate alındı.)

5. Homogeneity is necessary for accurate results in statistical analysis.
   (İstatistik analizlerde doğru sonuçlar için homojenlik gereklidir.)

6. The homogeneity of the solution was tested using a spectrophotometer.
   (Çözeltinin homojenliği bir spektrofotometre kullanılarak test edildi.)

7. The homogeneity of the group was observed during the team-building exercise.
   (Takım oluşturma egzersizi sırasında grubun homojenliği gözlemlendi.)

8. The homogeneity of the metal alloy was tested before it was used in production.
   (Üretimde kullanılmadan önce metal alaşımın homojenliği test edildi.)

9. The homogeneity of the fabric was important for the dyeing process.
   (Boya işlemi için kumaşın homojenliği önemliydi.)

10. Homogeneity of the data is crucial for meaningful analysis.
    (Anlamlı bir analiz için verilerin homojenliği hayati önem taşır.)

11. The homogeneity of the reaction mixture was maintained by stirring continuously.
    (Tepkime karışımının homojenliği sürekli karıştırarak sağlandı.)

12. The homogeneity of the group improved after a few team-building exercises.
    (Birkaç takım oluşturma egzersizinden sonra grubun homojenliği arttı.)

13. The homogeneity of the paint was affected by the temperature in the room.
    (Odaki sıcaklık, boya homojenliğini etkiledi.)

14. Homogeneity of the sample was checked under the microscope.
    (Örneklerin homojenliği mikroskop altında kontrol edildi.)

15. The homogeneity of the results was checked using a statistical test.
    (Sonuçların homojenliği bir istatistik testi kullanılarak kontrol edildi.)

16. The homogeneity of the ingredients was important for the consistency of the batter.
    (Hamurun kıvamı için malzemelerin homojenliği önemliydi.)

17. The homogeneity of the mixture was improved by adding a stabilizer.
    (Karışımın homojenliği bir stabilizatör ekleyerek arttırıldı.)

18. Homogeneity of the samples was ensured by taking multiple measurements.
    (Çoklu ölçümler yaparak örneklerin hom

ojenliği sağlandı.)

19. The homogeneity of the group was maintained by encouraging open communication.
    (Açık iletişimi teşvik ederek grubun homojenliği sağlandı.)

20. Homogeneity of the product was important for ensuring consistent quality.
    (Düzenli kalite sağlamak için ürünün homojenliği önemlidir.)