Hinterland İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hinterland İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hinterland

Türkçe Anlamı: Kırsal ve izole bölge veya yer

1. We had to drive for hours to reach the hinterland of the country. (Ülkenin iç kesimine ulaşmak için saatlerce araba kullanmak zorunda kaldık.)
2. The village was located in the hinterland, far away from any major city. (Köy, herhangi bir büyük şehirden uzakta kalan iç kesimde yer alıyordu.)
3. The company’s main factory was in the hinterland, away from the bustling city center. (Şirketin ana fabrikası hareketli şehir merkezinden uzakta kırsalda yer alıyordu.)
4. The explorer decided to venture into the hinterland in search of rare plants. (Kaşif nadir bitkiler aramak için iç kesimlere doğru keşfe çıkmaya karar verdi.)
5. The region is known for its beautiful landscapes and untouched hinterland. (Bölge, güzel manzaraları ve el değmemiş iç kesimleriyle ünlüdür.)
6. The road leading to the hinterland was narrow and winding. (İç kesime giden yol dar ve virajlıydı.)
7. The inhabitants of the hinterland lead a simple and traditional way of life. (İç kesimin sakinleri basit ve geleneksel bir yaşam sürerler.)
8. The wildlife in the hinterland is rich and diverse. (İç kesimdeki yaban hayatı zengin ve çeşitlidir.)
9. The government has launched several programs to develop the infrastructure in the hinterland. (Hükümet, iç kesimlerdeki altyapıyı geliştirmek için birkaç program başlattı.)
10. The tour guide took us on a hiking trip through the hinterland. (Rehber bizi yürüyüş yapmak için iç kesime götürdü.)
11. The hinterland is home to many indigenous tribes. (İç kesim, birçok yerli kabileye ev sahipliği yapar.)
12. The river flows through the hinterland, providing water for the surrounding farms. (Nehir iç kesimden geçerek çevredeki çiftliklere su sağlar.)
13. The hinterland is a popular destination for nature enthusiasts. (İç kesim doğa severler için popüler bir destinasyondur.)
14. The roads in the hinterland are often unpaved and rough. (İç kesimdeki yollar genellikle asfaltlanmamış ve bozuktur.)
15. The company plans to expand its business into the hinterland. (Şirket işini iç kesime genişletmeyi planlıyor.)
16. The hinterland is known for its rich mineral deposits. (İç kesim, zengin maden yataklarıyla ünlüdür.)
17. The indigenous people of the hinterland have their own unique culture and traditions. (İç kesimin yerli halkı kendilerine özgü bir kültür ve geleneklere sahiptir.)
18. The tourists were amazed by the natural beauty of the hinterland. (Turistler iç kesimin doğal güzellikleri karşısında hay

rettiler.)
19. The government is investing in education and healthcare facilities in the hinterland. (Hükümet, iç kesimde eğitim ve sağlık tesislerine yatırım yapıyor.)

20. The only way to reach the village in the hinterland is by boat. (İç kesimdeki köye ulaşmanın tek yolu tekneyle gitmektir.)