High-Up İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

High-Up İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

High-Up

Türkçe Anlamı: Yüksek rütbeli, üst düzeydeki, yüksek makamlı

High-up isim olarak kullanıldığında, bir organizasyon veya hükümette yüksek rütbeli kişileri ifade eder. Sıfat olarak kullanıldığında ise, bir kişinin yüksek makam veya statüsünü tanımlar.

Örnek Cümleler:

İsim Olarak Kullanımı:

  1. The high-ups in the government are responsible for making important decisions. (Hükümetteki üst düzey yetkililer önemli kararları almaktan sorumludur.)
  2. I heard that the high-ups in the company are planning to lay off some employees. (Şirketteki yüksek rütbeli kişilerin bazı çalışanları işten çıkarmayı planladığını duydum.)
  3. The high-ups of the military discussed the new security measures with the president. (Askeri yetkililer, yeni güvenlik önlemlerini başkanla görüştü.)
  4. The high-ups in the education department are working to improve the curriculum. (Eğitim departmanındaki yüksek rütbeli kişiler müfredatı geliştirmek için çalışıyorlar.)
  5. The high-ups in the police force are investigating the recent crime wave. (Polis gücündeki yüksek rütbeli kişiler, son suç dalgasıyla ilgili soruşturma yapıyorlar.)

Sıfat Olarak Kullanımı:

  1. She was impressed by his high-up position in the company. (Şirketteki yüksek makamında etkilendi.)
  2. He is a high-up executive in the entertainment industry. (Eğlence endüstrisinde yüksek rütbeli bir yöneticidir.)
  3. The high-up officials in the government have a lot of responsibility. (Hükümetteki yüksek rütbeli yetkililerin çok sorumlulukları var.)
  4. The CEO is a high-up figure in the corporate world. (CEO, iş dünyasında yüksek makamlı bir figürdür.)
  5. She always wanted to work for a high-up company like Google. (Her zaman Google gibi yüksek rütbeli bir şirkette çalışmak istedi.)

Kalıplaşmış İfadeler:

  1. The high-ups were aware of the problem but did nothing to solve it. (Yüksek rütbeli yetkililer sorunun farkındaydılar ama çözmek için hiçbir şey yapmadılar.)
  2. The high-ups were held accountable for the company’s financial losses. (Yüksek rütbeli yetkililer, şirketin finansal kayıpları için sorumlu tutuldular.)
  3. The high-ups gave the green light for the new project. (Yüksek rütbeli kişiler, yeni projeye yeşil ışık yaktılar.)
  4. The high-ups have been discussing the issue for weeks without coming to a decision. (Yüksek rütbeli yetkililer, karara varmadan haftalarca konuy
  1. The high-ups are expected to attend the meeting tomorrow to discuss the company’s future plans. (Şirketin gelecek planlarını tartışmak için yüksek rütbeli yetkililerin yarın toplantıya katılması bekleniyor.)
  2. The high-ups of the organization were impressed by her presentation and offered her a promotion. (Organizasyonun yüksek rütbeli yetkilileri sunumundan etkilendiler ve terfi teklif ettiler.)
  3. The high-ups have access to confidential information that lower-level employees don’t. (Yüksek rütbeli yetkililer, alt seviye çalışanların erişemediği gizli bilgilere sahiptir.)
  4. The high-ups were criticized for their lack of action during the crisis. (Yüksek rütbeli yetkililer kriz sırasında eylem eksiklikleri nedeniyle eleştirildiler.)
  5. The high-ups decided to merge the two departments in order to streamline the company’s operations. (Yüksek rütbeli yetkililer, şirketin işlemlerini düzleştirmek için iki departmanı birleştirmeye karar verdiler.)
  6. The high-ups were impressed by his track record and offered him a leadership position. (Yüksek rütbeli yetkililer, performansından etkilendiler ve liderlik pozisyonu teklif ettiler.)

Türkçe Karşılıkları:

  • yüksek rütbeliler
  • üst düzey yöneticiler
  • yüksek makamlı kişiler
  • önemli yetkililer
  • üst düzey askeri yetkililer
  • yüksek rütbeli eğitim yetkilileri
  • yüksek rütbeli polis yetkilileri
  • yüksek makam sahibi
  • yüksek rütbeli yönetici
  • üst düzey yetkililer
  • yüksek rütbeli hükümet yetkilileri
  • iş dünyasında yüksek makamlı figür
  • yüksek rütbeli şirket
  • yüksek rütbeli kişiler
  • sorumlu yüksek rütbeliler
  • karar verme yetkisi olan kişiler
  • yüksek rütbeli organizasyon yetkilileri
  • gizli bilgiye erişim hakkı olan kişiler
  • terfi alması beklenen yüksek rütbeli kişi.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.