Hew İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hew İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

HEW İLE İLGİLİ CÜMLELER

Türkçe Anlamı: Hew, bir kimsenin veya bir şeyin gücünü, yeteneğini veya etkisini ifade eden bir kelime.

1. She has great hew over her team. (O, takımı üzerinde büyük bir etkiye sahip.)
2. His hew in the industry is undeniable. (Sanayideki etkisi tartışılmaz.)
3. The company’s financial hew has been steadily increasing. (Şirketin finansal gücü istikrarlı bir şekilde artıyor.)
4. The athlete’s physical hew is impressive. (Sporcu, fiziksel gücüyle etkileyici.)
5. The CEO’s hew made the decision final. (CEO’nun etkisi kararı kesinleştirdi.)
6. The singer’s hew on her fans is remarkable. (Şarkıcının hayranları üzerindeki etkisi dikkate değer.)
7. The teacher’s hew over her students is admirable. (Öğretmenin öğrencileri üzerindeki etkisi takdire şayan.)
8. His hew on the project was crucial to its success. (Proje üzerindeki etkisi başarısı için hayatiydi.)
9. The politician’s hew on the country’s policies is significant. (Politikacının ülkenin politikaları üzerindeki etkisi önemlidir.)
10. The artist’s hew on the art world is undeniable. (Sanatçının sanat dünyasındaki etkisi tartışılmaz.)
11. Her hew over her own life was inspiring. (Kendi hayatı üzerindeki etkisi ilham vericiydi.)
12. The company’s hew allowed them to make bold decisions. (Şirketin gücü, cesur kararlar almalarını sağladı.)
13. His hew on the team motivated them to work harder. (Takım üzerindeki etkisi, daha sıkı çalışmalarını teşvik etti.)
14. The coach’s hew on the game was crucial to their victory. (Antrenörün oyun üzerindeki etkisi, zaferleri için hayatiydi.)
15. The speaker’s hew on the audience was captivating. (Konuşmacının izleyiciler üzerindeki etkisi büyüleyiciydi.)
16. Her hew on the subject was apparent in her writing. (Konu üzerindeki etkisi yazısında açıkça belli oldu.)
17. The CEO’s hew on the company culture was positive. (CEO’nun şirket kültürü üzerindeki etkisi olumlu.)
18. The musician’s hew on the music industry was undeniable. (Müzisyenin müzik endüstrisindeki etkisi tartışılmaz.)
19. His hew on the project’s direction was valuable. (Projenin yönü üzerindeki etkisi değerliydi.)
20. The author’s hew on the genre was groundbreaking. (Yazarın tür üzerindeki etkisi devrim niteliğindeydi.)

21. The CEO’s hew on the company’s sustainability efforts was commendable. (CEO’nun şirketin sürdürülebilirlik çabaları üzerindeki etkisi takdire şayandı.)
22. Her hew on the fashion industry was influential. (Moda endüstrisi üzerindeki etkisi etkiliydi.)
23. The athlete’s mental hew was just as impressive as his physical strength. (Sporcunun zihinsel gücü, fiziksel gücü kadar etkileyiciydi.)
24. The scientist’s hew on the field of study was groundbreaking. (Bilim adamının çalışma alanı üzerindeki etkisi devrim niteliğindeydi.)
25. His hew on the team’s strategy was crucial to their victory. (Takımın stratejisi üzerindeki etkisi, zaferleri için hayatiydi.)
26. The chef’s hew on the menu was evident in the quality of the dishes. (Şefin menü üzerindeki etkisi, yemeklerin kalitesinde açıkça belli oldu.)
27. The teacher’s hew on her students’ learning was inspiring. (Öğretmenin öğrencilerin öğrenmesi üzerindeki etkisi ilham vericiydi.)
28. The entrepreneur’s hew on the market was innovative. (Girişimcinin piyasaya olan etkisi yenilikçiydi.)
29. Her hew on the project’s design was unique and creative. (Projenin tasarımı üzerindeki etkisi benzersiz ve yaratıcıydı.)
30. The writer’s hew on the story was evident in the plot twists. (Yazarın hikayeye olan etkisi, hikaye dolanlarında açıkça belli oldu.)