Hesitate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hesitate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hesitate İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: Tereddüt etmek, duraksamak

1. I hesitate to accept the job offer because of the long commute. (Uzun yolculuk nedeniyle iş teklifini kabul etmekte tereddüt ediyorum.)
2. She never hesitates to speak her mind. (Düşüncelerini söylemekten hiçbir zaman duraksamaz.)
3. Don’t hesitate to ask if you have any questions. (Herhangi bir sorunuz varsa sormaktan çekinmeyin.)
4. He hesitated before making a decision. (Karar vermeden önce tereddüt etti.)
5. The runner hesitated for a moment before crossing the finish line. (Koşucu finiş çizgisini geçmeden önce bir an tereddüt etti.)
6. She hesitated to ask for help. (Yardım istemekte tereddüt etti.)
7. He hesitated for a second, then answered the question. (Bir saniye duraksadı ve sonra soruya cevap verdi.)
8. They hesitated to invest in the new company. (Yeni şirkete yatırım yapmaktan çekindiler.)
9. She hesitated before entering the haunted house. (Perili evin içine girmeden önce bir an duraksadı.)
10. The singer hesitated before hitting the high note. (Şarkıcı yüksek nota vurmadan önce duraksadı.)
11. Don’t hesitate to call me if you need anything. (Herhangi bir şeye ihtiyacınız olursa beni aramaktan çekinmeyin.)
12. The actor hesitated before delivering his lines. (Aktör repliklerini söylemeden önce biraz duraksadı.)
13. He hesitated to try the exotic food. (Egzotik yiyeceği denemekte çekindi.)
14. The team hesitated before making a risky play. (Riskli bir hamle yapmadan önce takım bir an duraksadı.)
15. She hesitated before jumping into the cold water. (Soğuk suya atlamadan önce biraz tereddüt etti.)
16. He hesitated to tell her the truth. (Gerçeği söylemekte duraksadı.)
17. The student hesitated before answering the difficult question. (Zor soruya cevap vermeden önce öğrenci bir an duraksadı.)
18. She hesitated to take the job because of the low salary. (Düşük maaş nedeniyle işi kabul etmekte tereddüt etti.)
19. The driver hesitated before merging onto the highway. (Otoyola girmeden önce sürücü bir an duraksadı.)
20. He hesitated before proposing to his girlfriend. (Kız arkadaşına evlenme teklif etmeden önce biraz duraksadı.)
21. The actor hesitated before taking on the challenging role. (Zorlu rolü üstlenmeden önce aktör biraz tereddüt etti.)
22. She hesitated before buying the expensive dress. (Pahalı elbiseyi satın almadan önce biraz duraksadı.)