Hesitantly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hesitantly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hesitantly İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı:

• She hesitantly approached the stage. (O sahneye tereddütle yaklaştı.)
• He hesitantly agreed to help. (O, tereddütle yardım etmeyi kabul etti.)
• She hesitantly took the job offer. (O iş teklifini tereddütle kabul etti.)
• He hesitantly answered the question. (O soruya tereddütle cevap verdi.)
• She hesitantly entered the room. (O odada tereddütle girdi.)
• He hesitantly gave his opinion. (O fikrini tereddütle söyledi.)
• She hesitantly tried the new food. (O yeni yiyeceği tereddütle denedi.)
• He hesitantly introduced himself to the group. (O gruba kendini tereddütle tanıttı.)
• She hesitantly started the project. (O projeye tereddütle başladı.)
• He hesitantly walked through the dark hallway. (O karanlık koridordan tereddütle yürüdü.)
• She hesitantly agreed to meet him for coffee. (O, onunla kahve için buluşmayı tereddütle kabul etti.)
• He hesitantly signed the contract. (O sözleşmeyi tereddütle imzaladı.)
• She hesitantly made the phone call. (O telefonu tereddütle açtı.)
• He hesitantly shared his feelings. (O hislerini tereddütle paylaştı.)
• She hesitantly asked for help. (O yardım isteğini tereddütle sordu.)
• He hesitantly looked at the scary movie. (O korkunç filme tereddütle baktı.)
• She hesitantly agreed to go on the rollercoaster. (O, lunaparktaki tren rayına tereddütle binmeyi kabul etti.)
• He hesitantly tried the spicy sauce. (O baharatlı sosu tereddütle denedi.)
• She hesitantly walked on the narrow bridge. (O dar köprüden tereddütle yürüdü.)
• He hesitantly admitted his mistake. (O hatasını tereddütle itiraf etti.)

• She hesitantly accepted the invitation to the party. (O partiye daveti tereddütle kabul etti.)
• He hesitantly approached the stranger on the street. (O sokakta yabancıya tereddütle yaklaştı.)
• She hesitantly agreed to the proposed changes. (O önerilen değişiklikleri tereddütle kabul etti.)
• He hesitantly asked for a raise at work. (O iş yerinde zam talebini tereddütle sordu.)
• She hesitantly joined the group activity. (O gruba tereddütle katıldı.)

(Hint: To see the blue and bold text, please enable the HTML view of the answer.)