Heave İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Heave Nedir?
Heave İngilizce bir fiildir ve “kaldırmak, yukarı doğru hareket etmek” anlamlarına gelir.
- The sailors heaved the anchor out of the water. (Denizciler, çapa zincirini sudan çekti.)
- She heaved a sigh of relief when she heard the good news. (İyi haberleri duyunca rahat bir nefes aldı.)
- The heavy box was too much for him to heave up the stairs. (Ağır kutu merdivenleri çıkmak için onun için çok ağırdı.)
- After eating too much, he felt like he was going to heave. (Çok yemek yedikten sonra, kusacakmış gibi hissetti.)
- The ship heaved and rolled in the rough sea. (Gemi, dalgalı denizde kaldırıp indi.)
- The horse heaved a great sigh before starting to run. (At koşmaya başlamadan önce büyük bir nefes aldı.)
- The workers heaved the heavy stones into place. (İşçiler ağır taşları yerlerine kaldırdılar.)
- The captain ordered the crew to heave the cargo overboard. (Kaptan mürettebatı yükü denize atmak için çalışmaya emretti.)
- She heaved herself up from the couch and went to answer the door. (Kanepeden kendini kaldırdı ve kapıyı açmaya gitti.)
- The team heaved the boat onto the trailer and headed back to the dock. (Ekip tekneyi treyler üzerine kaldırdı ve rıhtıma geri döndü.)
- She heaved the heavy suitcase onto the luggage rack. (Ağır valizi bagaj rafına kaldırdı.)
- The crowd heaved a collective sigh of disappointment when their team lost. (Takımları kaybettiğinde, kalabalık hayal kırıklığından bir nefes aldı.)
- The excavator heaved the dirt out of the hole. (Kazıcı, çukurdan toprağı çıkardı.)
- The storm winds heaved the waves to great heights. (Fırtına rüzgarları dalgaları yüksekliğe kaldırdı.)
- She heaved a rock at the window in frustration. (Hayal kırıklığına uğramışlıkla bir taş fırlattı pencereye.)
- The weightlifter heaved the barbell over his head with ease. (Halterci, barbeli kolayca kaldırdı.)
- The old car heaved and sputtered before finally starting. (Eski araba öksürerek ve sarsılarak çalışmaya başladı.)
- The dog heaved a sigh and lay down at his owner’s feet. (Köpek nefes aldı ve sahibinin ayaklarına uzandı.)
- The crane heaved the container onto the ship. (Vinç, konteyneri gemiye kaldırdı.)
- She heaved a heavy bag of groceries onto the kitchen counter. (Mutfak tezgahına ağır bir market poşeti k
aldırdı.)
Türkçe Anlamları ile Örnek Cümleler
- Denizciler çapa zincirini sudan çekti.
- İyi haberleri duyunca rahat bir nefes aldı.
- Ağır kutu merdivenleri çıkmak için onun için çok ağırdı.
- Çok yemek yedikten sonra, kusacakmış gibi hissetti.
- Gemi, dalgalı denizde kaldırıp indi.
- At koşmaya başlamadan önce büyük bir nefes aldı.
- İşçiler ağır taşları yerlerine kaldırdılar.
- Kaptan mürettebatı yükü denize atmak için çalışmaya emretti.
- Kanepeden kendini kaldırdı ve kapıyı açmaya gitti.
- Ekip tekneyi treyler üzerine kaldırdı ve rıhtıma geri döndü.
- Ağır valizi bagaj rafına kaldırdı.
- Takımları kaybettiğinde, kalabalık hayal kırıklığından bir nefes aldı.
- Kazıcı, çukurdan toprağı çıkardı.
- Fırtına rüzgarları dalgaları yüksekliğe kaldırdı.
- Hayal kırıklığına uğramışlıkla bir taş fırlattı pencereye.
- Halterci, barbeli kolayca kaldırdı.
- Eski araba öksürerek ve sarsılarak çalışmaya başladı.
- Köpek nefes aldı ve sahibinin ayaklarına uzandı.
- Vinç, konteyneri gemiye kaldırdı.
- Mutfak tezgahına ağır bir market poşeti kaldırdı.
Hemen Yorum Yaz