Heave İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Heave İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Heave Nedir?

Heave İngilizce bir fiildir ve “kaldırmak, yukarı doğru hareket etmek” anlamlarına gelir.

  1. The sailors heaved the anchor out of the water. (Denizciler, çapa zincirini sudan çekti.)
  2. She heaved a sigh of relief when she heard the good news. (İyi haberleri duyunca rahat bir nefes aldı.)
  3. The heavy box was too much for him to heave up the stairs. (Ağır kutu merdivenleri çıkmak için onun için çok ağırdı.)
  4. After eating too much, he felt like he was going to heave. (Çok yemek yedikten sonra, kusacakmış gibi hissetti.)
  5. The ship heaved and rolled in the rough sea. (Gemi, dalgalı denizde kaldırıp indi.)
  6. The horse heaved a great sigh before starting to run. (At koşmaya başlamadan önce büyük bir nefes aldı.)
  7. The workers heaved the heavy stones into place. (İşçiler ağır taşları yerlerine kaldırdılar.)
  8. The captain ordered the crew to heave the cargo overboard. (Kaptan mürettebatı yükü denize atmak için çalışmaya emretti.)
  9. She heaved herself up from the couch and went to answer the door. (Kanepeden kendini kaldırdı ve kapıyı açmaya gitti.)
  10. The team heaved the boat onto the trailer and headed back to the dock. (Ekip tekneyi treyler üzerine kaldırdı ve rıhtıma geri döndü.)
  11. She heaved the heavy suitcase onto the luggage rack. (Ağır valizi bagaj rafına kaldırdı.)
  12. The crowd heaved a collective sigh of disappointment when their team lost. (Takımları kaybettiğinde, kalabalık hayal kırıklığından bir nefes aldı.)
  13. The excavator heaved the dirt out of the hole. (Kazıcı, çukurdan toprağı çıkardı.)
  14. The storm winds heaved the waves to great heights. (Fırtına rüzgarları dalgaları yüksekliğe kaldırdı.)
  15. She heaved a rock at the window in frustration. (Hayal kırıklığına uğramışlıkla bir taş fırlattı pencereye.)
  16. The weightlifter heaved the barbell over his head with ease. (Halterci, barbeli kolayca kaldırdı.)
  17. The old car heaved and sputtered before finally starting. (Eski araba öksürerek ve sarsılarak çalışmaya başladı.)
  18. The dog heaved a sigh and lay down at his owner’s feet. (Köpek nefes aldı ve sahibinin ayaklarına uzandı.)
  19. The crane heaved the container onto the ship. (Vinç, konteyneri gemiye kaldırdı.)
  20. She heaved a heavy bag of groceries onto the kitchen counter. (Mutfak tezgahına ağır bir market poşeti k

aldırdı.)

Türkçe Anlamları ile Örnek Cümleler

  1. Denizciler çapa zincirini sudan çekti.
  2. İyi haberleri duyunca rahat bir nefes aldı.
  3. Ağır kutu merdivenleri çıkmak için onun için çok ağırdı.
  4. Çok yemek yedikten sonra, kusacakmış gibi hissetti.
  5. Gemi, dalgalı denizde kaldırıp indi.
  6. At koşmaya başlamadan önce büyük bir nefes aldı.
  7. İşçiler ağır taşları yerlerine kaldırdılar.
  8. Kaptan mürettebatı yükü denize atmak için çalışmaya emretti.
  9. Kanepeden kendini kaldırdı ve kapıyı açmaya gitti.
  10. Ekip tekneyi treyler üzerine kaldırdı ve rıhtıma geri döndü.
  11. Ağır valizi bagaj rafına kaldırdı.
  12. Takımları kaybettiğinde, kalabalık hayal kırıklığından bir nefes aldı.
  13. Kazıcı, çukurdan toprağı çıkardı.
  14. Fırtına rüzgarları dalgaları yüksekliğe kaldırdı.
  15. Hayal kırıklığına uğramışlıkla bir taş fırlattı pencereye.
  16. Halterci, barbeli kolayca kaldırdı.
  17. Eski araba öksürerek ve sarsılarak çalışmaya başladı.
  18. Köpek nefes aldı ve sahibinin ayaklarına uzandı.
  19. Vinç, konteyneri gemiye kaldırdı.
  20. Mutfak tezgahına ağır bir market poşeti kaldırdı.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.