Headfirst İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Headfirst İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Headfirst Nedir?

Headfirst, Türkçe’de “başaşağı” anlamına gelmektedir. İngilizce’de ise “başın üstüne”, “tamamen ve istekli bir şekilde” gibi anlamlara da gelmektedir.

Örnek Cümleler:

1. She dived headfirst into the pool. (O, havuza başaşağı dalış yaptı.)
2. He tackled the challenge headfirst. (O, zorluğu tamamen ve istekli bir şekilde üstlendi.)
3. The company is taking a headfirst approach to the new project. (Şirket, yeni projeye başaşağı yaklaşıyor.)
4. The baby tumbled headfirst off the couch. (Bebek, koltuktan başaşağı düştü.)
5. I jumped headfirst into the ocean. (Ben okyanusa başaşağı atlama yaptım.)
6. The athlete dove headfirst across the finish line. (Sporcu, bitiş çizgisine başaşağı dalış yaptı.)
7. She attacked the problem headfirst, determined to solve it. (O, probleme kararlı bir şekilde başaşağı saldırdı ve çözmek için kararlıydı.)
8. The driver crashed headfirst into the wall. (Sürücü, duvara başaşağı çarptı.)
9. He approached the situation headfirst, without thinking about the consequences. (O, sonuçları düşünmeden duruma başaşağı yaklaştı.)
10. The gymnast somersaulted headfirst onto the mat. (Jimnastikçi, mindere başaşağı takla attı.)
11. The company decided to take a headfirst plunge into the new market. (Şirket, yeni pazara başaşağı atlamaya karar verdi.)
12. He leaned headfirst out of the window to get a better view. (O, daha iyi bir görüş açısı için pencereden başaşağı yanaştı.)
13. The skateboarder fell headfirst onto the pavement. (Kaykaycı, kaldırıma başaşağı düştü.)
14. She charged headfirst into the argument, ready to defend her point of view. (O, görüşünü savunmaya hazır bir şekilde tartışmaya başaşağı atıldı.)
15. The acrobat performed a headfirst dive from the high wire. (Akrobat, yüksek telle başaşağı dalış yaptı.)
16. He made a headfirst grab for the ball. (O, top için başaşağı atılış yaptı.)
17. The roller coaster sent the riders headfirst down a steep drop. (Lunapark treni, yolcuları dik bir düşüşle başaşağı gönderdi.)
18. She leaned headfirst into the wind, letting it blow her hair back. (O, saçlarını geriye doğru savuran rüzgara başaşağı yanaştı.)
19. The stuntman performed a dangerous headfirst stunt. (Kaskatör, tehlikeli bir başaşağı numarası

yaptı.)
20. He tackled the new job headfirst, eager to learn and succeed. (O, yeni işe istekli bir şekilde başaşağı atıldı, öğrenmek ve başarılı olmak için.)