Hazily İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Hazily (Bulanık bir şekilde) İle İlgili Cümleler:
Hazily kelimesi, bir şeyin belirsiz, net olmayan, bulanık bir şekilde ifade edilmesi veya görünmesi anlamına gelir.
Örnek Cümleler:
- She hazily remembered meeting him at the party last night. (Dün gece partide onu bulanık bir şekilde hatırladı.)
- The details of the incident were hazily described by the witness. (Olayın detayları tanık tarafından bulanık bir şekilde anlatıldı.)
- The hazily written note was difficult to read. (Bulanık yazılmış notu okumak zordu.)
- His memories of his childhood were hazily formed. (Çocukluğuna dair anıları bulanık bir şekilde oluşmuştu.)
- The hazily lit room made it difficult to see clearly. (Bulanık olarak aydınlatılmış oda, net bir şekilde görmeyi zorlaştırdı.)
- The hazily drawn map was not very helpful. (Bulanık şekilde çizilmiş harita çok yardımcı olmadı.)
- She hazily explained the directions to the new restaurant. (Yeni restorana yönergeleri bulanık bir şekilde açıkladı.)
- The hazily remembered dream left her feeling confused. (Bulanık bir şekilde hatırlanan rüya, onu şaşırtmış hissettirdi.)
- The hazily defined terms in the contract caused some confusion. (Sözleşmedeki bulanık tanımlar bazı karışıklıklara neden oldu.)
- The hazily painted picture was not very detailed. (Bulanık boyanmış resim çok ayrıntılı değildi.)
- The hazily worded question was difficult to understand. (Bulanık bir şekilde sorulan soru anlamak zordu.)
- The hazily remembered conversation was hard to recall. (Bulanık bir şekilde hatırlanan konuşma hatırlamak zordu.)
- The hazily lit stage made it difficult to see the actors’ faces. (Bulanık olarak aydınlatılmış sahne, oyuncuların yüzlerini görmeyi zorlaştırdı.)
- The hazily explained instructions were not very helpful. (Bulanık bir şekilde açıklanan talimatlar çok yardımcı olmadı.)
- The hazily remembered event from her childhood seemed like a dream. (Çocukluğundan bulanık bir şekilde hatırlanan olay bir rüya gibi görünüyordu.)
- The hazily written recipe was difficult to follow. (Bulanık yazılmış tarif takip etmek zordu.)
- The hazily remembered name of the song was on the tip of her tongue. (Bulanık bir şekilde hatırlanan şarkının adı dilinin ucundaydı.)
- The hazily painted landscape was not very realistic. (Bulanık boyanmış manzara çok gerçekçi değildi.)
- The hazily remembered face in the crowd was familiar, but she couldn’t quite place it. (Kalabal
- (devamı) ıkta hatırlanan yüz tanıdık, ama tam olarak nereden hatırladığını bilemedi.)
- The hazily described character in the book left a lot to the imagination. (Kitapta bulanık bir şekilde tanımlanan karakter, hayal gücüne çok şey bıraktı.)
Türkçe Karşılıklar:
- Dün gece partide onu bulanık bir şekilde hatırladı.
- Olayın detayları tanık tarafından bulanık bir şekilde anlatıldı.
- Bulanık yazılmış notu okumak zordu.
- Çocukluğuna dair anıları bulanık bir şekilde oluşmuştu.
- Bulanık olarak aydınlatılmış oda, net bir şekilde görmeyi zorlaştırdı.
- Bulanık şekilde çizilmiş harita çok yardımcı olmadı.
- Yeni restorana yönergeleri bulanık bir şekilde açıkladı.
- Bulanık bir şekilde hatırlanan rüya, onu şaşırtmış hissettirdi.
- Sözleşmedeki bulanık tanımlar bazı karışıklıklara neden oldu.
- Bulanık boyanmış resim çok ayrıntılı değildi.
- Bulanık bir şekilde sorulan soru anlamak zordu.
- Bulanık bir şekilde hatırlanan konuşma hatırlamak zordu.
- Bulanık olarak aydınlatılmış sahne, oyuncuların yüzlerini görmeyi zorlaştırdı.
- Bulanık bir şekilde açıklanan talimatlar çok yardımcı olmadı.
- Çocukluğundan bulanık bir şekilde hatırlanan olay bir rüya gibi görünüyordu.
- Bulanık yazılmış tarif takip etmek zordu.
- Bulanık bir şekilde hatırlanan şarkının adı dilinin ucundaydı.
- Bulanık boyanmış manzara çok gerçekçi değildi.
- Kalabalıkta hatırlanan yüz tanıdık, ama tam olarak nereden hatırladığını bilemedi.
- Kitapta bulanık bir şekilde tanımlanan karakter, hayal gücüne çok şey bıraktı.
Hemen Yorum Yaz