Hay İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hay İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hay (noun) – An animal kept by humans for milk, meat, or labor

  1. The hay is stored in the barn for winter feed. (Kışlık yem için saman ahırda depolanır.)
  2. We need to buy some hay for the horses. (Atlar için saman satın almamız gerekiyor.)
  3. The farmer bales hay every summer. (Çiftçi her yaz saman balyalar.)
  4. The cows were grazing in the hayfield. (İnekler samanlıkta otlatılıyordu.)
  5. I need to mow the hay in the meadow. (Ben çayırda samanı biçmem gerekiyor.)
  6. The goats love to climb on the haystack. (Keçiler saman yığınına tırmanmaktan hoşlanırlar.)
  7. The tractor was used to move the hay bales. (Traktör saman balyalarını taşımak için kullanıldı.)
  8. The children played hide-and-seek in the hayloft. (Çocuklar samanlıkta saklambaç oynadılar.)
  9. The horse rolled in the hay and got covered in it. (At samanın içine yuvarlandı ve kaplandı.)
  10. The farmer used a pitchfork to move the hay. (Çiftçi samanı hareket ettirmek için bir çatal kullandı.)
  11. The dairy farmer milks the cows every morning and evening. (Süt üreticisi her sabah ve akşam inekleri sağar.)
  12. The oxen pulled the plow through the field. (Öküzler tarladan sürüklediler.)
  13. The sheep were sheared for their wool. (Koyunlar yünleri için kesildi.)
  14. The chicken laid an egg in the coop. (Tavuk kümesinde bir yumurta yumurtladı.)
  15. The horse pulled the cart full of hay. (At saman dolu arabayı çekti.)
  16. The farmer used a scythe to cut the hay. (Çiftçi samanı kesmek için bir tırpan kullandı.)
  17. The goat gave birth to twin kids. (Keçi ikiz yavru doğurdu.)
  18. The cows mooed loudly in the barn. (İnekler ahırda yüksek sesle meledi.)
  19. The donkey carried a load of hay on its back. (Eşek sırtında bir yük saman taşıdı.)
  20. The pigs were kept in a pen. (Domuzlar bir ahırda tutuldu.)

Hay (verb) – To make loud, sharp, or high-pitched sounds

  1. The car hayed as it came to a sudden stop. (Araba ani bir frenlemeyle ön takımlarını sertçe bastırdı.)
  2. The children were haying in the playground. (Çocuklar oyun parkında bağırıp çağırıyorlardı.)
  3. The dog hayed when the doorbell rang. (Köpek kapı çaldığında havladı.)
  4. The baby hayed when it saw its mother. (Bebek annesini görünce ciyakladı.)
  5. The alarm clock hayes every morning. (Alarm her sabah çıngırak çalıyor.)
  6. The kettle hayed when the water boiled. (Su kaynadığında, çaydanlık ısırık sesi çıkardı.)
  7. The bird hayed as it flew away. (Kuş uçup giderken ölü taklidi yaptı.)
  8. The door hayed on its hinges. (Kapı kirli bir ses çıkardı.)
  9. The violinist made the instrument hay with a high-pitched note. (Kemanist yüksek perdeli bir notayla çalgıyı çınlattı.)
  10. The fireworks hayed in the sky. (Havai fişekler gökyüzünde patladı.)
  11. The cat hayed at the sight of a mouse. (Kedi, bir fare görünce miyavladı.)
  12. The singer’s voice hayed in the concert hall. (Şarkıcının sesi konser salonunda yankılandı.)
  13. The motorcycle hayed as it accelerated. (Motorsiklet hızlandıkça vınladı.)
  14. The thunder hayed in the distance. (Gök gürültüsü uzaklarda kükredi.)
  15. The toddler hayed in excitement. (Küçük çocuk heyecanla bağırdı.)
  16. The train hayed as it passed by. (Tren şiddetle geçtiğinde sallandı.)
  17. The crowd hayed as the football team scored a goal. (Kalabalık, futbol takımı bir gol attığında coşkuyla bağırdı.)
  18. The wind hayed through the trees. (Rüzgar ağaçlar arasından üfledi

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.