Have Back İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Back Kelimesi İle İlgili Örnek Cümleler:
Back: geri, arkada, sırt
- I want to go back home. (Eve geri dönmek istiyorum.)
- She sat at the back of the class. (Sınıfın arkasına oturdu.)
- My back hurts. (Sırtım ağrıyor.)
- Please move back a little. (Lütfen biraz geriye hareket edin.)
- He turned his back on me. (Bana sırtını döndü.)
- I need to take a step back and think about it. (Bir adım geri çekilmeli ve düşünmeliyim.)
- They walked back to the car. (Arabaya geri yürüdüler.)
- The book fell off the back of the shelf. (Kitap rafın arkasından düştü.)
- I’m back from vacation. (Tatilden geri döndüm.)
- The company has a lot of back orders. (Şirketin çok fazla bekleyen siparişi var.)
- She is a back-up dancer for Beyonce. (O, Beyonce için yedek dansçıdır.)
- The thief was caught and taken back to jail. (Hırsız yakalandı ve tekrar hapishaneye götürüldü.)
- I have your back. (Sana destek olacağım.)
- The teacher walked back and forth in front of the class. (Öğretmen sınıfın önünde ileri geri yürüdü.)
- He is back in the game after his injury. (Sakatlığından sonra oyunun içinde tekrar yer alıyor.)
- The car was backed into the parking space. (Araba park alanına geri yedirildi.)
- The athlete pulled out of the competition due to a back injury. (Sporcu, sırt sakatlığı nedeniyle yarışmadan çekildi.)
- I can’t wait to get back to work. (İşe geri dönmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.)
- We have a lot of back-and-forth communication. (Birbirimize çok geri dönüş yaptığımız iletişimimiz var.)
- The horse rider sat tall with a straight back. (Atlama binicisi düz bir sırtla dik oturdu.)
Back Kelimesi İle İlgili Örnek Cümleler (devam):
- The concert was so loud that my back was vibrating. (Konser o kadar yüksekti ki sırtım titreşiyordu.)
- I need to back up my computer files. (Bilgisayar dosyalarımı yedeklemem gerekiyor.)
- The team fought back from a 2-0 deficit to win the game. (Takım, 2-0 geriden gelerek maçı kazandı.)
- I’ll be back in a few minutes. (Birkaç dakika içinde geri döneceğim.)
- He’s always looking back at the past. (O her zaman geçmişe dönüp bakıyor.)
- The police officer told the suspect to put his hands behind his back. (Polis memuru, şüphelinin ellerini sırtına koymasını söyledi.)
- The song has a catchy backbeat. (Şarkının yakalayıcı bir geri dönüş ritmi var.)
- The car hit a bump and my back jolted. (Araba çukura çarptı ve sırtım sarsıldı.)
- I need to pay back my friend for borrowing his car. (Arkadaşımın arabasını ödünç almak için geri ödeme yapmalıyım.)
- She leaned back in her chair and relaxed. (Koltuğunda geriye yaslandı ve rahatladı.)
Hemen Yorum Yaz