Hatter İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hatter İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hatter

Hatter, İngilizce’de “şapka yapıcı” anlamına gelir. Aşağıda, “hatter” kelimesinin İngilizce cümlelerde kullanımına örnekler verilmiştir:

  1. The hatter was hard at work, crafting a new top hat. (Şapkacı, yeni bir silindir şapka yapıyordu.)
  2. The hatter was known for his exquisite craftsmanship. (Şapkacı, zarif işçiliğiyle tanınıyordu.)
  3. She had her hat custom-made by a hatter in Paris. (Şapkasını Paris’teki bir şapkacı tarafından özel olarak yaptırdı.)
  4. The hatter was the talk of the town after designing a hat for the queen. (Kraliçe için bir şapka tasarlayan şapkacı, kasabanın konusu oldu.)
  5. The Mad Hatter is a famous character from Alice’s Adventures in Wonderland. (Çılgın Şapkacı, Alice Harikalar Diyarında kitabından ünlü bir karakterdir.)
  6. The hatter was a vital member of the millinery industry in the 19th century. (19. yüzyılda şapkacılık endüstrisinin önemli bir üyesi olan şapkacı.)
  7. She had her hat repaired by a hatter in the town square. (Şapkasını şehir meydanındaki bir şapkacıya tamir ettirdi.)
  8. The hatter’s shop was filled with top hats, fedoras, and caps of all shapes and sizes. (Şapkacının dükkanı, tüm şekil ve boyutlarda silindir şapkalar, fedora şapkaları ve şapkalarla doluydu.)
  9. The hatter used only the finest materials to create his hats. (Şapkacı, şapkalarını oluşturmak için sadece en kaliteli malzemeleri kullanırdı.)
  10. The hatter’s assistant carefully measured the customer’s head before beginning work on the hat. (Şapkacının yardımcısı, şapka üzerinde çalışmaya başlamadan önce müşterinin kafasını dikkatlice ölçtü.)
  11. She decided to buy a hat from a hatter rather than a department store. (Bir bölge mağazası yerine bir şapkacıdan bir şapka satın almaya karar verdi.)
  12. The hatter worked late into the night to finish the order for the royal wedding. (Kraliyet düğünü için siparişi tamamlamak için şapkacı gece geç saatlere kadar çalıştı.)
  13. He took his hat to a hatter to have it reshaped. (Şapkasını yeniden

şekillendirmek için bir şapkacıya götürdü.)
14. The hatter carefully steamed the felt before molding it into a hat shape. (Şapkacı, şapka şeklini vermeden önce keçeyi dikkatlice buharda pişirdi.)

  1. The hatter was known for his unique and whimsical designs. (Şapkacı, eşsiz ve hayalperest tasarımlarıyla tanınıyordu.)
  2. She admired the intricate details on the hatter’s latest creation. (En son eserindeki karmaşık detaylara hayran kaldı şapkacının.)
  3. The hatter used a variety of tools, including a sewing machine and a steamer, to make his hats. (Şapkacı, şapkalarını yapmak için bir dikiş makinesi ve bir buharlı ütü gibi çeşitli araçlar kullandı.)
  4. The hatter’s family had been in the hat-making business for generations. (Şapkacının ailesi, nesiller boyunca şapka yapma işindeydi.)
  5. She was amazed by the wide selection of hats in the hatter’s shop. (Şapkacının dükkanındaki geniş şapka seçiminden şaşırdı.)
  6. The hatter was often asked to create hats for special occasions, such as weddings and horse races. (Şapkacı, düğünler ve at yarışları gibi özel durumlar için şapka yapması için sık sık istendi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.