Hatred İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hatred İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hatred (Nefret)

Hatred, bir kişiye ya da bir şeye karşı aşırı negatif duygular besleme durumudur. Bu duygu, birçok insanın hayatında zaman zaman ortaya çıkabilir ve genellikle olumsuz sonuçlara neden olur.

İşte bazı örnek cümleler:

  1. My hatred for spiders is so intense that I can’t even be in the same room as them. (Örümcekler hakkındaki nefretim o kadar yoğun ki, onlarla aynı odada bile duramıyorum.)
  2. He felt a deep sense of hatred towards his former best friend for betraying him. (Eski en yakın arkadaşına ihanet eden kişiye karşı derin bir nefret hissetti.)
  3. The two countries have a long history of mutual hatred and conflict. (İki ülkenin birbirine karşı uzun bir tarihi nefret ve çatışma ile doludur.)
  4. I can’t understand why she has so much hatred towards her own sister. (Kendi kız kardeşine karşı neden bu kadar çok nefret beslediğini anlayamıyorum.)
  5. His hatred towards his boss was palpable, even from across the room. (Patronuna olan nefreti bile odanın karşısından bile hissedilebiliyordu.)
  6. The hatred between the two rival gangs had led to numerous violent incidents. (İki rakip çete arasındaki nefret, birçok şiddetli olaya yol açmıştı.)
  7. She couldn’t hide her hatred towards her ex-husband, even though she tried her best. (Eski kocasına karşı olan nefretini gizleyemiyordu, ne kadar uğraşsa da.)
  8. His eyes were filled with nothing but pure hatred when he looked at her. (Ona baktığında gözlerinde saf nefretten başka hiçbir şey yoktu.)
  9. The movie portrays the intense hatred between the two warring factions in a powerful way. (Film, iki savaşan fraksiyon arasındaki yoğun nefreti etkili bir şekilde tasvir ediyor.)
  10. Her hatred towards her stepmother had been festering for years before finally boiling over. (Üvey annesine karşı olan nefreti yıllardır içinde kaynıyordu, sonunda taştı.)
  11. The politician’s speech was filled with nothing but hatred towards his opponents. (Politikacının konuşması, rakiplerine karşı sadece nefretle doluydu.)
  12. The teacher tried to discourage any feelings of hatred among her students towards each other. (Öğretmen, öğrencileri arasında birbirine karşı herhangi bir nefret hissinin oluşmasını engellemeye çalıştı.)
  13. The social media platform had become a breeding ground for hatred and bigotry. (Sosyal medya platformu, nefret ve önyargı için bir üreme alanına dönüşmüştü.)
  14. Despite his hatred towards his father, he couldn’t help but feel a sense of admiration for his achievements. (Babasına karşı olan nefretine rağmen, başarılarına kar

şı bir hayranlık hissetmekten kendini alamadı.)
15. The journalist’s article sparked a lot of hatred towards the company she was writing about. (Gazetecinin yazısı, yazdığı şirkete karşı çok sayıda nefreti tetikledi.)

  1. The group’s ideology was built upon a foundation of hatred towards anyone who didn’t share their beliefs. (Grubun ideolojisi, inançlarını paylaşmayan herkese karşı nefret üzerine kuruluydu.)
  2. He couldn’t stand the thought of his ex-girlfriend being happy without him, fueling his hatred towards her. (Eski sevgilisinin onun olmadan mutlu olabileceği düşüncesine dayanamıyordu, ona karşı olan nefretini ateşliyordu.)
  3. The city was torn apart by ethnic hatred and violence, leaving countless innocent people dead or displaced. (Şehir, etnik nefret ve şiddet yüzünden paramparça oldu, sayısız masum insan öldü ya da yerinden edildi.)
  4. The religious leader’s sermon was filled with messages of love and acceptance, urging his followers to let go of their hatred towards others. (Din liderinin vaazı, sevgi ve kabul mesajlarıyla doluydu, takipçilerini başkalarına karşı olan nefretlerini bırakmaya teşvik ediyordu.)
  5. She realized that her hatred towards her ex-boyfriend was only hurting herself, and decided to let it go. (Eski erkek arkadaşına karşı olan nefretinin sadece kendisine zarar verdiğini fark etti ve onu bırakmaya karar verdi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.