Hand Me Down İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hand Me Down İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hand Me Down Nedir?

Hand me down terimi genellikle daha önce kullanılmış, artık giyilemeyen ya da ihtiyaç duyulmayan kıyafet, oyuncak veya eşyaları birinden diğerine geçirmek için kullanılır.

İşte hand me down kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle:

  1. My sister gave me her hand-me-down dress for prom. (Kız kardeşim bana mezuniyet balosu için giyemediği elbisesini verdi.)
  2. We couldn’t afford new furniture, so we made do with hand-me-downs. (Yeni mobilya alacak kadar paramız yoktu, bu yüzden elden çıkmış mobilyalarla idare ettik.)
  3. His mother gave him a hand-me-down bicycle for his birthday. (Annesi ona doğum günü için elden çıkmış bir bisiklet verdi.)
  4. My father always wore hand-me-down suits from his older brother. (Babam her zaman büyük abisinden elden çıkmış takım elbiseler giyerdi.)
  5. We were grateful for the hand-me-down textbooks from the seniors. (Senyörlerden aldığımız elden çıkmış ders kitaplarına minnettardık.)
  6. I inherited my love of classic rock from my dad’s hand-me-down record collection. (Babamın elden çıkmış plak koleksiyonundan klasik rock sevgisini miras aldım.)
  7. The charity shop was full of hand-me-down clothes and toys. (Hayır kurumu mağazası elden çıkmış kıyafetler ve oyuncaklarla doluydu.)
  8. I was so excited to get my cousin’s hand-me-down laptop. (Kuzenimin elden çıkmış laptopunu almak için çok heyecanlıydım.)
  9. The antique store was filled with hand-me-down furniture and knick-knacks. (Antika dükkanı elden çıkmış mobilyalar ve süs eşyaları ile doluydu.)
  10. My mom gave me her hand-me-down cookbook filled with her favorite recipes. (Annem bana favori tarifleriyle dolu elden çıkmış yemek kitabını verdi.)
  11. My nephew was happy to receive his older sister’s hand-me-down bike. (Yeğenim, ablasının elden çıkmış bisikletini almak için mutluydu.)
  12. I donated all of my son’s hand-me-down clothes to the local shelter. (Oğlumun elden çıkmış tüm kıyafetlerini yerel barınağa bağışladım.)
  13. My roommate passed down her hand-me-down bed to me when she moved out. (Eve taşındığında, ev arkadaşım bana elden çıkmış yatağını verdi.)
  14. I always got my sister’s hand-me-down books, which is how I discovered my love for reading. (Her zaman kız kardeşimin elden çıkmış kitaplarını alırdım, bu sayede okumaya olan sevgimi keşfettim
  1. We received a lot of hand-me-down baby clothes and toys when our daughter was born. (Kızımız doğduğunda birçok elden çıkmış bebek kıyafeti ve oyuncak aldık.)
  2. I was happy to take my friend’s hand-me-down skis, so I didn’t have to rent them. (Arkadaşımın elden çıkmış kayakları almak için mutluydum, böylece kiralamak zorunda kalmadım.)
  3. My dad gave me his hand-me-down toolbox when I moved into my first apartment. (Babam, ilk apartmanıma taşındığımda bana elden çıkmış alet çantasını verdi.)
  4. I found a lot of great hand-me-down items at the garage sale. (Garaj satışında birçok harika elden çıkmış eşya buldum.)
  5. I remember wearing my older brother’s hand-me-down clothes to school when I was younger. (Küçükken okula abimden elden çıkmış kıyafetler giyerdim.)
  6. The vintage store had a lot of unique hand-me-down jewelry and accessories. (Vintage mağazada benzersiz elden çıkmış mücevher ve aksesuarlar vardı.)

Türkçe karşılıklar:

  • elden çıkmış
  • elden geçmiş
  • öncekiden kalmış
  • ikinci el
  • verilen miras
  • paylaşılan
  • daha önce kullanılmış
  • eski eşya
  • kullanılmış eşya
  • kullanılmış giysi
  • yeniden kullanılan
  • geçmişten kalma
  • kalıtılan
  • atıl eşya
  • bağışlanan
  • paylaşılan
  • verilen
  • eskiden kalmış
  • eskimiş eşya
  • ikinci kullanımı olan

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.