Hall İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hall İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hall İle İlgili Cümleler – Örnekler ve Türkçe Anlamları

Hall kelimesi, genellikle bir bina veya evin giriş veya geçiş alanı anlamında kullanılan bir İngilizce kelime. Aşağıda, “hall” kelimesinin 20 örnek cümlesi ve Türkçe anlamları yer almaktadır:

Örnek Cümleler:

1. The hall was decorated with beautiful flowers for the wedding. (Salon, düğün için güzel çiçeklerle dekore edildi.)
2. I waited for my friend in the hall of the train station. (Tren istasyonunun holünde arkadaşımı bekledim.)
3. The entrance hall was spacious and well-lit. (Giriş holü geniş ve iyi aydınlatılmıştı.)
4. The museum’s hall displayed many rare and valuable artifacts. (Müzenin salonu pek çok nadir ve değerli eseri sergiliyordu.)
5. The school hall was used for the graduation ceremony. (Okul salonu mezuniyet töreni için kullanıldı.)
6. The hotel’s banquet hall was large enough to accommodate hundreds of guests. (Otelin banket salonu yüzlerce misafiri ağırlayacak kadar genişti.)
7. The hall of the castle was decorated with beautiful tapestries. (Kale salonu güzel duvar halılarıyla dekore edildi.)
8. The concert hall was filled with enthusiastic music lovers. (Konser salonu tutkulu müzikseverlerle doluydu.)
9. The conference hall was equipped with modern technology for presentations. (Konferans salonu sunumlar için modern teknoloji ile donatılmıştı.)
10. The main hall of the church was decorated for the Christmas service. (Kilisenin ana salonu, Noel ayini için dekore edildi.)
11. The hall of the restaurant was dimly lit and had a cozy atmosphere. (Restoranın salonu loş ve sıcak bir atmosfere sahipti.)
12. The university’s lecture hall was filled with students eager to learn. (Üniversitenin ders salonu öğrenmek için hevesli öğrencilerle doluydu.)
13. The town hall was where people went to register to vote. (Belediye binası insanların oy kullanmak için kayıt yaptırdığı yerdi.)
14. The dance hall was lively and filled with people dancing. (Dans salonu canlıydı ve insanlar dans ediyorlardı.)
15. The music hall was famous for hosting concerts by famous musicians. (Müzik salonu ünlü müzisyenlerin konserlerine ev sahipliği yapmasıyla ünlüydü.)
16. The hall of the hospital was quiet, with patients resting in their rooms. (Hastanenin salonu sessizdi ve hastalar odalarında dinleniyorlardı.)
17. The town hall meeting was an opportunity for citizens to voice their opinions. (Belediye binası toplantısı vatandaşların fikirlerini dile getirebilecekleri bir fırsattı.)
18. The theater hall was packed with people eager to see the new

play. (Tiyatro salonu yeni oyunu görmek için sabırsız insanlarla doluydu.)
19. The college dormitory had a common hall where students could gather and socialize. (Kolej yurdunda öğrencilerin toplanıp sosyalleşebilecekleri bir ortak salon vardı.)

20. The grand hall of the palace was where important events and ceremonies were held. (Sarayın büyük salonu önemli etkinliklerin ve törenlerin yapıldığı yerdi.)

Bu örnek cümleler, “hall” kelimesinin çeşitli kullanımlarını ve anlamlarını göstermektedir.