Gusty İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Gusty İle İlgili Cümleler
Türkçe Anlamı: Fırtınalı, şiddetli rüzgarlı
- The gusty wind knocked over the trash cans. (Fırtınalı rüzgar çöp kutularını devirdi.)
- We had to cancel the picnic due to the gusty weather. (Fırtınalı hava nedeniyle pikniği iptal etmek zorunda kaldık.)
- The boat struggled to stay afloat in the gusty sea. (Tekne fırtınalı denizde ayakta kalmak için mücadele etti.)
- The gusty winds made it difficult to hear each other during the walk. (Fırtınalı rüzgarlar yürüyüş sırasında birbirimizi duymayı zorlaştırdı.)
- The gusty weather prevented the hot air balloon from taking off. (Fırtınalı hava sıcak hava balonunun kalkmasını engelledi.)
- The trees swayed back and forth in the gusty wind. (Ağaçlar fırtınalı rüzgarın etkisiyle öne arkaya sallandı.)
- The gusty conditions made it challenging to play golf. (Fırtınalı koşullar golf oynamayı zorlaştırdı.)
- The gusty storm caused damage to the roof of the house. (Fırtınalı fırtına evin çatısına zarar verdi.)
- The gusty wind caused my hair to fly in every direction. (Fırtınalı rüzgar saçlarımın her yöne uçmasına neden oldu.)
- The gusty weather made it uncomfortable to walk outside. (Fırtınalı hava dışarıda yürümeyi rahatsız hale getirdi.)
- The gusty wind made it difficult to light the campfire. (Fırtınalı rüzgar kamp ateşini yakmayı zorlaştırdı.)
- The gusty conditions caused flight delays at the airport. (Fırtınalı koşullar havaalanında uçuş gecikmelerine neden oldu.)
- The gusty winds knocked down power lines, causing a blackout. (Fırtınalı rüzgarlar güç hatlarını devirdi, bir elektrik kesintisine neden oldu.)
- The gusty weather made it dangerous to drive on the highway. (Fırtınalı hava otoyolda araba kullanmayı tehlikeli hale getirdi.)
- The gusty wind made it challenging to fly the kite. (Fırtınalı rüzgar uçurtmayı uçurmayı zorlaştırdı.)
- The gusty conditions made it difficult to film the movie scene. (Fırtınalı koşullar film sahnesini çekmeyi zorlaştırdı.)
- The gusty wind made the tall buildings sway back and forth. (Fırtınalı rüzgar yüksek binaların öne arkaya sallanmasına neden oldu.)
- The gusty weather ruined the outdoor wedding
Türkçe Anlamı: Fırtınalı, şiddetli rüzgarlı
- The gusty winds blew away the umbrella from the patio table. (Fırtınalı rüzgar teras masasındaki şemsiyeyi uçurdu.)
- The gusty weather made it impossible to enjoy the beach day. (Fırtınalı hava plaj gününü keyifle geçirmeyi imkansız hale getirdi.)
Türkçe Karşılıkları:
- Fırtınalı rüzgar çöp kutularını devirdi.
- Fırtınalı hava nedeniyle pikniği iptal etmek zorunda kaldık.
- Tekne fırtınalı denizde ayakta kalmak için mücadele etti.
- Fırtınalı rüzgarlar yürüyüş sırasında birbirimizi duymayı zorlaştırdı.
- Fırtınalı hava sıcak hava balonunun kalkmasını engelledi.
- Ağaçlar fırtınalı rüzgarın etkisiyle öne arkaya sallandı.
- Fırtınalı koşullar golf oynamayı zorlaştırdı.
- Fırtınalı fırtına evin çatısına zarar verdi.
- Fırtınalı rüzgar saçlarımın her yöne uçmasına neden oldu.
- Fırtınalı hava dışarıda yürümeyi rahatsız hale getirdi.
- Fırtınalı rüzgar kamp ateşini yakmayı zorlaştırdı.
- Fırtınalı koşullar havaalanında uçuş gecikmelerine neden oldu.
- Fırtınalı rüzgarlar güç hatlarını devirdi, bir elektrik kesintisine neden oldu.
- Fırtınalı hava otoyolda araba kullanmayı tehlikeli hale getirdi.
- Fırtınalı rüzgar uçurtmayı uçurmayı zorlaştırdı.
- Fırtınalı koşullar film sahnesini çekmeyi zorlaştırdı.
- Fırtınalı rüzgar yüksek binaların öne arkaya sallanmasına neden oldu.
- Fırtınalı hava açık hava düğününü mahvetti.
- Fırtınalı rüzgar teras masasındaki şemsiyeyi uçurdu.
- Fırtınalı hava plaj gününü keyifle geçirmeyi imkansız hale getirdi.
Hemen Yorum Yaz