Guilt İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Guilt İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Guilt Nedir?

Guilt Türkçe’de suçluluk anlamına gelir. Bu duygu, bir kişinin bir şeyi yanlış yaptığına, başarısız olduğuna veya birilerini incittiğine inandığı zaman ortaya çıkar.

Örnek Cümleler:

1. I feel guilty for not spending enough time with my family. (Ailemle yeterince vakit geçirmediğim için suçluluk hissediyorum.)
2. He was consumed by guilt after cheating on his exam. (Sınavda kopya çektikten sonra suçluluk duygusuyla tükendi.)
3. She couldn’t bear the guilt of stealing from her own sister. (Kendi kız kardeşinden çalmanın suçluluğunu taşıyamadı.)
4. The defendant showed no signs of guilt during the trial. (Sanık duruşma sırasında suçluluk belirtileri göstermedi.)
5. I apologize for any guilt or hurt I may have caused you. (Sana neden olabileceğim suçluluk veya acı için özür dilerim.)
6. She tried to hide her guilt by avoiding eye contact. (Göz temasından kaçınarak suçluluğunu saklamaya çalıştı.)
7. He couldn’t shake off the guilt of causing the car accident. (Araba kazasına neden olmanın suçluluğunu üzerinden atamadı.)
8. She felt a twinge of guilt for not attending her friend’s wedding. (Arkadaşının düğününe katılmadığı için hafif bir suçluluk hissetti.)
9. The guilt of not speaking up haunted her for years. (Konuşmamasının suçluluğu yıllar boyunca peşini bırakmadı.)
10. He couldn’t help but feel guilty for breaking his promise. (Sözünü tutamadığı için suçlu hissetmemek için kendini zor tuttu.)
11. She was overwhelmed by guilt when she saw how hurt her words had made her friend. (Sözlerinin arkadaşını ne kadar incittiğini görünce suçlulukla boğuldu.)
12. He admitted to his guilt and asked for forgiveness. (Suçunu kabul etti ve affını istedi.)
13. She was filled with guilt for betraying her best friend’s trust. (En yakın arkadaşının güvenini boşa çıkardığı için suçluluk duygusuyla doluydu.)
14. He tried to ease his guilt by making amends with those he had wronged. (Hatalarını telafi ederek suçluluğunu hafifletmeye çalıştı.)
15. She couldn’t escape the guilt of neglecting her responsibilities. (Sorumluluklarını ihmal etmenin suçluluğundan kaçamadı.)
16. He felt a pang of guilt for not standing up for his beliefs. (İnandıklarını savunmadığı için suçluluk duygusu hissetti.)
17. She carried the guilt of breaking her mother’s heart with her every day. (Her gün annesinin kalbini kırmış olmanın

suçluluğunu taşıdı.)
18. He tried to deny his guilt, but his conscience wouldn’t let him. (Suçluluğunu inkar etmeye çalıştı ama vicdanı ona izin vermedi.)

  1. She couldn’t shake off the guilt of lying to her partner. (Partnerine yalan söylemenin suçluluğunu üzerinden atamadı.)
  2. He was burdened with guilt for causing his best friend’s death. (En yakın arkadaşının ölümüne neden olduğu için suçluluk yükü altında ezildi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.