Guarantee İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Guarantee İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Guarantee (Garanti)

Garanti, bir şeyin belirli bir şekilde çalışacağına veya olacağına dair bir söz veya taahhüt vermek anlamına gelir.

  1. I guarantee that this product will meet your expectations. (Bu ürünün beklentilerinizi karşılayacağına garanti veriyorum.)
  2. The company offers a money-back guarantee if you’re not satisfied. (Şirket, memnun kalmazsanız para iadesi garantisi sunar.)
  3. He gave me his guarantee that he would finish the project on time. (Bana projeyi zamanında tamamlayacağına dair garantisini verdi.)
  4. The car comes with a five-year guarantee. (Araba, beş yıllık garanti ile birlikte gelir.)
  5. We can’t guarantee that the weather will be good for your event. (Hava durumunun etkinliğiniz için iyi olacağına garanti veremeyiz.)
  6. The manufacturer’s guarantee covers any defects for one year. (Üreticinin garanti süresi bir yıl boyunca herhangi bir kusuru kapsar.)
  7. I can’t guarantee that I’ll be able to attend the meeting. (Toplantıya katılabileceğime garanti veremem.)
  8. We provide a satisfaction guarantee for all of our services. (Tüm hizmetlerimiz için memnuniyet garantisi sağlıyoruz.)
  9. The store offers a price-match guarantee for its products. (Mağaza, ürünleri için fiyat eşleme garantisi sunar.)
  10. The airline offers a flight delay guarantee for its passengers. (Hava yolu şirketi, yolcuları için uçuş gecikme garantisi sunar.)
  11. The repair comes with a six-month guarantee. (Tamir işlemi altı aylık garanti ile birlikte gelir.)
  12. We can’t guarantee that the package will arrive on time due to customs delays. (Gümrük gecikmeleri nedeniyle paketin zamanında varacağına garanti veremeyiz.)
  13. The hotel offers a satisfaction guarantee for its guests. (Otel, konukları için memnuniyet garantisi sunar.)
  14. The software comes with a lifetime guarantee for updates and support. (Yazılım, güncellemeler ve destek için ömür boyu garanti ile birlikte gelir.)
  15. I guarantee that this recipe will be a hit at your dinner party. (Bu tarifin akşam yemeği partinizde çok sevileceğine garanti veriyorum.)
  16. The product comes with a 30-day money-back guarantee. (Ürün, 30 günlük para iade garantisi ile birlikte gelir.)
  17. The website offers a satisfaction guarantee for its online courses. (Web sitesi, çevrimiçi kursları için memnuniyet garantisi sunar.)
  18. The new security system comes with a 10-year guarantee. (Yeni güvenlik sistemi, 10 yıllık garanti ile birlikte gelir.)
  19. We cannot guarantee that the concert will not be cancelled due to unforeseen circumstances. (Beklenmedik durumlar nedeniyle konserin iptal edilmeyeceğine gar

anti veremeyiz.)
20. The company provides a guarantee for timely delivery of its products. (Şirket, ürünlerinin zamanında teslimi için bir garanti sağlar.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.