Grunt İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Grunt İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Grunt İle İlgili Cümleler

Grunt, İngilizce bir kelime olup, “sızlanmak, homurdanmak” anlamına gelir. Bu kelime, özellikle iş yaparken ortaya çıkan zorluklar nedeniyle duyulan şikayetleri ifade etmek için kullanılır.

  1. She always grunts when she has to do work she doesn’t enjoy. (Hiç sevmediği işleri yapmak zorunda kaldığında her zaman homurdanır.)
  2. The weightlifter grunted as he lifted the barbell. (Halterci, barbell’i kaldırırken homurdandı.)
  3. I could hear the pig grunting in the barn. (Ahırda domuzun homurdandığını duyabiliyordum.)
  4. He grunted his displeasure with the situation. (Durumdan hoşnutsuzluğunu homurdanarak ifade etti.)
  5. The old man grunted as he stood up from his chair. (Yaşlı adam, sandalyesinden kalkarken homurdandı.)
  6. She grunted in frustration as the computer crashed again. (Bilgisayar tekrar çöktüğünde, hayal kırıklığına uğrayarak homurdandı.)
  7. The football player grunted with effort as he pushed through the defensive line. (Futbolcu, savunma hattından geçerken çaba göstererek homurdandı.)
  8. The dog grunted in contentment as he ate his dinner. (Köpek, akşam yemeğini yerken mutlulukla homurdandı.)
  9. The carpenter grunted as he lifted the heavy toolbox. (Marangoz, ağır çantasını kaldırırken homurdandı.)
  10. She grunted with satisfaction as she finished the puzzle. (Puzzle’ı bitirdiğinde tatminle homurdandı.)
  11. The bear grunted in warning as we approached its den. (Ayı, yuvaya yaklaştığımızda uyarı için homurdandı.)
  12. The engine grunted as the car struggled up the hill. (Araba, tepeye çıkmakta zorlanırken motor homurdandı.)
  13. He grunted in surprise when he saw the size of the fish he had caught. (Yakaladığı balığın boyutunu görünce şaşkınlıkla homurdandı.)
  14. The soldiers grunted as they lifted the heavy artillery. (Askerler, ağır topçuyu kaldırırken homurdandı.)
  15. The athlete grunted as she pushed herself to the limit in the final lap of the race. (Atlet, yarışın son turunda kendini sınırına kadar zorladığında homurdandı.)
  16. The workers grunted as they lifted the heavy crate onto the truck. (İşçiler, ağır kutuyu kamyonete yerleştirirken homurdandılar.)
  17. The baby grunted in frustration as she tried to reach her toy. (Bebek, oyuncaklarına ulaşmaya çalışırken hayal kırıklığına uğrayarak homurdandı.)
  18. The cat grunted in annoyance as it was disturbed from

its nap. (Kedi, uykusundan rahatsız edildiğinde rahatsızlıkla homurdandı.)
19. The hiker grunted with exertion as she climbed the steep trail. (Yürüyüşçü, dik patikayı tırmanırken çaba harcayarak homurdandı.)

  1. The construction workers grunted as they lifted the heavy beams into place. (İnşaat işçileri, ağır kirişleri yerlerine yerleştirirken homurdandılar.)

Türkçe Anlamları:

  • Homurdanmak
  • Şikayet etmek, mırıldanmak
  • Gıcırdamak, hırlamak
  • Memnuniyetsizlik belirtmek
  • Hırıldamak, homurdanmak
  • Hayal kırıklığına uğramak
  • Çaba harcamak, zorlanmak
  • Tatminle hırıldamak
  • Ağır yük kaldırmak
  • Puzzle bitirdiğinde tatminle hırıldamak
  • Uyarı için homurdanmak
  • Araçta motorun homurdanması
  • Şaşırmak ve homurdanmak
  • Ağır yük kaldırmak
  • Kendini sınıra kadar zorlamak
  • Ağır yük taşımak
  • Hayal kırıklığına uğramak
  • Rahatsızlıkla homurdanmak
  • Dik patikayı tırmanırken çaba harcayarak homurdanmak
  • Ağır kirişleri yerlerine yerleştirirken homurdanmak

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.