Grating İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Grating İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Grating Nedir?

Grating, çubuklu metal veya ahşap şeritlerin düzenli aralıklarla yerleştirilmesiyle oluşan bir yapıdır. Bu yapı genellikle zemin kaplamalarında, tavanlarda veya güneşliklerde kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. The grating on the floor was slippery, and I almost fell.
    (Tabanın üzerindeki korkuluk kaygandı ve neredeyse düşecektim.)

  2. The sun was shining through the metal grating on the window.
    (Güneş penceredeki metal ızgaradan parlıyordu.)

  3. The grating on the ceiling added an industrial touch to the room.
    (Tavanın üzerindeki ızgara odada endüstriyel bir hava kattı.)

  4. The sound of my high heels echoed on the metal grating.
    (Yüksek topuklu ayakkabılarımın sesi metal ızgarada yankılandı.)

  5. The grating in front of the shop prevented people from slipping on the wet pavement.
    (Dükkanın önündeki ızgara insanların ıslak kaldırımda kaymasını engelledi.)

  6. I could see the water running under the grating on the bridge.
    (Köprüdeki ızgaranın altından akan suyu görebiliyordum.)

  7. The grating on the roof kept the birds away from the solar panels.
    (Çatıdaki ızgara güneş panellerine kuşların yaklaşmasını engelledi.)

  8. The smell of the food wafted through the grating of the restaurant kitchen.
    (Yemeklerin kokusu restoran mutfağındaki ızgaradan yayıldı.)

  9. The grating on the ventilation shaft was clogged with dust and debris.
    (Hava şaftındaki ızgara toz ve kalıntılarla tıkanmıştı.)

  10. I had to lift the heavy grating to access the underground tunnel.
    (Yeraltı tüneline erişmek için ağır ızgarayı kaldırmak zorunda kaldım.)

  11. The grating on the fence made it difficult for the cat to escape.
    (Çitin üzerindeki ızgara kedinin kaçmasını zorlaştırdı.)

  12. The sound of the waves crashing against the metal grating was soothing.
    (Dalgaların metal ızgaraya çarpmasının sesi rahatlatıcıydı.)

  13. The grating on the balcony kept the leaves from accumulating.
    (Balkondaki ızgara yaprakların birikmesini engelledi.)

  14. The grating on the staircase provided extra grip for my shoes.
    (Merdivenlerdeki ızgara ayakkabılarıma ekstra tutunma sağladı.)

  15. The grating on the subway platform was worn out and needed to be replaced.
    (Metro platformundaki ızgara aşınmıştı ve değiştirilmeliydi.)

  16. The grating on the car’s exhaust system was rusty and needed to be fixed.
    (Arabanın egzoz sistemindeki ızgara paslıydı ve tamir edilmeliydi.)

  17. The grating on the ship’s deck prevented

slippery accidents during rough seas.
(Gemideki güverte ızgarası, sert denizlerde kaygan kazaları önledi.)

  1. The grating on the barbecue prevented the meat from sticking to the grill.
    (Mangalın üzerindeki ızgara, etin ızgaraya yapışmasını engelledi.)

  2. The grating on the elevator shaft provided ventilation for the building.
    (Asansör şaftındaki ızgara, binanın havalandırmasını sağladı.)

  3. The grating on the prison cell window prevented the inmates from escaping.
    (Hapishane hücresinin penceresindeki ızgara, mahkumların kaçmasını önledi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.