Grandeur İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Grandeur İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Grandeur Nedir?

Grandeur, görkem, ihtişam ve yücelik anlamlarına gelen bir İngilizce kelime olarak tanımlanabilir.

Örnek Cümleler:

1. The grandeur of the ancient Roman Colosseum is breathtaking. (Antik Roma Kolezyum’unun görkemi nefes kesici.)
2. The palace was built with the grandeur of a bygone era. (Saray, geçmiş bir dönemin ihtişamıyla inşa edilmişti.)
3. The grandeur of the sunset over the ocean was truly magnificent. (Denizin üzerindeki gün batımının görkemi gerçekten muhteşemdi.)
4. The grandeur of the king’s palace was reflected in the gold and jewels that adorned its walls. (Kralın sarayının görkemi, duvarlarını süsleyen altın ve mücevherlerde yansıtılmıştı.)
5. The grandeur of the mountains took my breath away. (Dağların ihtişamı beni nefessiz bıraktı.)
6. The grandeur of the cathedral was overwhelming. (Katedralin ihtişamı eziciydi.)
7. The grandeur of the Taj Mahal is a testament to the beauty of Indian architecture. (Taj Mahal’ın görkemi, Hindistan mimarisinin güzelliğine bir kanıttır.)
8. The grandeur of the palace’s ballroom was fit for a queen. (Sarayın balo salonunun görkemi, bir kraliçeye yakışır nitelikteydi.)
9. The grandeur of the fireworks display was simply amazing. (Havai fişek gösterisinin görkemi sadece harikaydı.)
10. The grandeur of the ocean was awe-inspiring. (Denizin görkemi hayranlık uyandırdı.)
11. The grandeur of the Great Wall of China is a testament to the country’s ancient civilization. (Çin Seddi’nin görkemi, ülkenin eski medeniyetine bir kanıttır.)
12. The grandeur of the opera house left me speechless. (Opera binasının ihtişamı beni konuşturamadı.)
13. The grandeur of the castle was a reminder of the country’s rich history. (Kale’nin görkemi, ülkenin zengin tarihine bir hatırlatmaydı.)
14. The grandeur of the ballroom chandelier was simply breathtaking. (Balo salonunun avizesinin görkemi sadece nefes kesiciydi.)
15. The grandeur of the mountain range was awe-inspiring. (Dağ sırasının ihtişamı hayranlık uyandırdı.)
16. The grandeur of the palace’s gardens was truly impressive. (Sarayın bahçelerinin görkemi gerçekten etkileyiciydi.)
17. The grandeur of the Eiffel Tower is a testament to France’s architectural achievements. (Eyfel Kulesi’nin görkemi, Fransa’nın mimari başarılarına bir kanıttır.)
18. The grandeur of the cathedral’s stained glass windows was stunning. (Katedralin vitray camlı pencerelerinin görkemi büy

üleyiciydi.)
19. The grandeur of the palace’s throne room was fit for a king. (Sarayın taht odasının görkemi, bir krala yakışır nitelikteydi.)

20. The grandeur of the Niagara Falls is a natural wonder that leaves visitors in awe. (Niagara Şelalesi’nin görkemi, ziyaretçileri hayran bırakan doğal bir harikadır.)